24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nın 20.ci maddesi ile egemenliği İngiltere’ye bırakılan Kıbrıs, 1950’li yıllara kadar siyasi olarak Türkiye kamuoyunda ve hükümetleri nezdinde resmi olarak gündemde olmamıştır. Bunun en önemli nedenlerinden biri Adanın siyasi statüsü üzerinde tartışma olmamasıdır. Ayrıca Mustafa Kemal ( Atatürk ) önderliğinde başarıya ulaşan Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan yeni cumhuriyetin kuruluş çalışmaları ile iç ve dış politikada oluşturulmaya çalışılan dengeler, Kıbrıs gibi kesin çözüme ulaşmış bir konunun daha geri planda takip edilmesine yol açmıştır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sonrası Kıbrıs’ta yaşayan Türk toplumunun kültürel ve toplumsal durumları bizzat Atatürk’ün direktifleri ile takip edilmeye devam edilmiştir. Atatürk döneminde, Kıbrıs Türk toplumu ileri gelenleri ile görüşmeler yapılması, bazı konularda ekonomik destek sağlanması, Türk okullarına gönderilen öğretmenler, Lozan Antlaşması sonrası Larnaka’da Konsolosluk açılması gibi girişimlerle Kıbrıs Türk toplumunun durumu ile ilgilenmeye devam edilmiştir. Hatta siyasi olarak da Kıbrıs Türk toplumunun o dönemde toplumsal ve siyasi kimliğini kazanma noktasında yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne olan eğilimleri konusunda dikkatli ama duyarlı bir politika takip edilmiştir. Böylece yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Misak-ı Milli sınırları dışında yaşayan Kıbrıs Türk toplumunu siyasi, toplumsal ve kültürel olarak desteklemeye devam etmiştir. Makalede, Mustafa Kemal ( Atatürk ) döneminde Türkiye’nin Kıbrıs Türk toplumu ile olan ilişkileri, Atatürk’ün Kıbrıs konusunda yaptığı girişimler, bazı arşiv belgelerinden de yararlanmak suretiyle ele alınarak, analiz edilmeye çalışılacaktır.
Cyprus, of which sovereignty was given to England with the 20h article of Lausanne Peace Treaty signed in 24 July 1923, has not been on the agenda of Turkish public opinion and government politically political ly until 1950s. One of the most important reasons of this was that there was not a discussion on the status of the island. Also Foundation studies of the new republic-founded after the Turkish War of Independence leaded by Mustafa Kemal (Ataturk) - and balances that were tried to be created in domestic with foreign policy became the reasons to follow the issues, which were closed definitely such as Cyprus, in the background. However cultural and social conditions of Turkish society living in Cyprus after the foundation of Turkish Republic were continued to be followed by Ataturk’s personal directives. In the period of Ataturk, the interest on the condition of Turkish society in Cyprus had been kept through the initiatives such as making interviews with the notable of Turkish society in Cyprus, supporting some issues economically, sending Turk teachers to the schools and opening Consulate in Larnaca after Lausanne Treaty. Also politically, careful but a more sensitive policy on the tendency of Turkish society in Cyprus towards the Republic of Turkey, newly founded at the point of gaining its social and political identity in this period, had been followed. Thus newly founded Turkish Republic continued to support Turkish society in Cyprus who were one of the Turks living of the National Oath (Misak-i Milli) politically, socially and culturally. In the article this relations of Turkey with Turkish society in Cyprus in the period of Mustafa Kemal ( Atatürk ) and initiatives of Ataturk on the issue of Cyprus will be tried to be analyzed by also utilizing some archieve documents.