Son dönemin başarılı öykücülerinden olan Ethem Baran, 2008 yılında çıkardığı Yarım ismini taşıyan ilk romanı ile roman yazarlığına giriş yapmıştır. 12 Eylül döneminin kişiler üzerinde kurduğu siyah hâkimiyeti, onların benliklerinde açtığı derin yaralar üzerinden ortaya koyan roman, kişilerin psikolojisini tüm derinliği ile vermesi açısından psikolojik roman başlığı altında değerlendirilebilecek yetkin bir eserdir. Bu çalışmada 20. yüzyılda Sigmund Freud tarafından temelleri atılan ve sonrasında geliştirilerek kendi içinde birçok dala ayrılan “Psikanalitik Edebiyat Eleştirisi” kuramları açıklanacak ve bunlardan romana uygun olanları seçilerek romanın kahramanı incelenecektir. Esere uygun olduğu düşünülen kuramlar ışığında sadece romanın verilerine sadık kalınarak kahramanın içinde bulunduğu ruh hali neden-sonuç ilkesi doğrultusunda tespit edilecektir. Psikanalitik, yaratım edimi ve sanatçılık üzerine de söz söylemiş bir bilimdir. Özellikle yazarın yaratıcılığının nereden geldiği üzerine ortaya koyduğu veriler göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir. Yarım’ın başkahramanı, sanatçı olmak isteyen ve bu anlamda atılımları da olan bir karakterdir. Roman da zaten bütüne bakıldığında sadece onun yazılarından oluşmaktadır. Bu nedenle o, eserin mimarı gibi düşünülecek ve onun yaratıcılığının kaynağı ele alınan kuramın verileri çerçevesinde ortaya koyulacaktır. Psikanalitiğin eser odaklı eleştiri bölümü bittikten sonra, her roman yazarından izler taşır, prensibinden yola çıkılarak eserde yazarın izleri sürülecektir. Bunların yanı sıra yazarın romanda okuyucuyu edilgenlikten etkenliğe davet etmek amacı ile kullandığı birçok imge de deşifre edilmeye çalışılacaktır.
Ethem Baran who is one of the recent successful story writers, has become a novelist in 2008 with his first novel, named Yarım. This novel which exposes the dark dominance that “12 September” period exerts on people, is a competent oeuvre that can be classified as a psychological novel because it opens up the characters’ psychology profoundly. In this article, the protagonist will be examined through the donnees of the appropriate theories that can be found in “Psychoanalytic Literary Criticism”, which was founded by Sigmund Freud in the 20th century and was developped and extended into different branches later on. First, the protagonist’s state of mind will be determined through the causal connection, always sticking to the novel’s donnees, in the light of the theories that are appropriate for the novel. Psychoanalytic is a science that mentions act of creation and artistry. Especially exhibitting the data based on where Writer's creativity come from, can't be ignored. Yarım's headcharacter is a character that wants to be an artist and also has attempts in this case. Overall the novel consists of his articles as well. Therefore he will be thought as architect of the creation and the source of his creativity will be stated within the framework the data of theory that handled. After that, following the idea of psychoanalytic: “every novel has traces from the novelist in it”, traces from the novelist’s own life will be looked for. Besides all that, a lot of images that the novelist uses to invite the reader to activity from passivity, will be studied to get them deciphered.