Çalışmada kültür ve kültürlerarası iletişim kavramları tanımlanarak kültürlerarası iletişimin en güçlü araçlarından biri ve insanlığın ortak dili olduğu düşünülen müziğin toplumlar üzerindeki etkisine değinilmektedir. Bu kanıyı desteklemek amacıyla Kıbrıs adasında yaşayan dini ve dili farklı olmasına rağmen karşılıklı etkileşimler sonucu yaşamlarında benzer geleneksel yapıyı korumayı başaran Türk ve Rum toplumlarının ortak olarak kullandıkları halk oyunları ve müzikleri tanıtılmakta, bu müziklerin benzer ve farklı yanları irdelenmektedir. İki kültür arasındaki iletişimin açıklık kazanması amacıyla Türk ve Rum toplumlarının birlikte yaşadıkları tarihi sürece de değinilmektedir. Bu süreçte 1571 yılında Kıbrıs adasının Osmanlı İmparatorluğunun yönetimine geçmesinden sonra adaya yerleşerek kültür, gelenek, halk oyunları ve müziklerini de adaya beraberlerinde getiren Anadolu Türkleri ile Kıbrıs’ta o dönemde adada yaşamakta olan toplumun kültür etkileşimleri neticesinde oluşan ortak halk oyunları ve müzikleri üzerinde de durulmaktadır. Belgesel tarama yöntemiyle yapılan araştırmada, müziğin kültürlerarası iletişimdeki öneminin Kıbrıs adasında yaşayan Türk ve Rum toplumlarının ortak kullandıkları çeşitli halk oyunları ve müzik örnekleriyle destekleyerek ortaya konması amaçlanmıştır. Farklı din ve dillerdeki toplumların dahi müzik aracılığı ile elde etmiş oldukları ortak kültür birikimlerini ortaya koyan araştırma, küreselleşme ve gelişkin iletişim araçlarının hâkim olduğu günümüzde kültürlerarası iletişimin müzik aracılığıyla toplumları birbirlerine daha da yakınlaştıracağını vurgulaması açısından önemli görülmektedir.
In the study, music considered as the most powerful tool of intercultural communication and as a common language of humanity is mentioned about with its effect on communities by defining the concepts, culture and intercultural communication. For the purpose of supporting the idea, common folk dances and music of Turkish and Greek communities in Cyprus who have managed to preserve the similar traditional structure in their lives as a result of mutual interactions even though their religion and language are different are introduced, and the similarities and differences of the music are thoroughly studied. The historical period in which the Turkish and Greek communities lived together is also referred to in order to make the communication between the two cultures clear. During this period when Cyprus was under the control of the Ottoman Empire in 1571, the common folk dances and music formed as a result of the cultural interaction between Anatolian Turks who settled in Cyprus with their culture, tradition, folk dances and music and the community living at that time in Cyprus are mentioned about as well. In the research performed with the document scanning method, the importance of music in intercultural communication is aimed to be put forward by supporting the common and various folk dancing and music samples of the Turkish and Greek communities living in Cyprus. The research which puts forward the common culture repertoire gained through music even in communities possessing different religions and languages is seen important in terms of emphasizing intercultural communication through music in order to get communities closer to each other in our present day in which globalisation and fully developed communication tools dominate.