Diller arasındaki ilişkiler kaçınılmazdır. Bütün diller, ilişkide bulundukları diğer dillerle etkileşim içindedirler. Birbirlerinden dil unsurları alırlar ve birbirlerine verirler. Tarihin en eski dönemlerinden beri bu doğal alışverişlerin olduğu bilinmektedir. Türkçe için de durum böyledir. Bu bağlamda Türk dilinin Anadolu coğrafyasındaki geçmiş devirleri gözden geçirildiğinde dilin ekonomik, siyasi, sosyal, bilim ve teknolojik ilişkiler ya da kültürel etkileşimlerde bulunduğu dillerden başta kelime olmak üzere diğer yabancı dil unsurlarını aldığı görülür. Bunlar; bilgiye, öğrenmeye, siyasi ve iktisadi üstünlüğe, yönetici-yönetilen ilişkisine, özenti ve modaya dayalı alıntılardır. Alıntılar, normal ve sağlıklı şartlarda yapıldığı sürece dil doğasındaki yaratıcı, geliştirici, güzelleştirici özü ve özellikleri kaybetmez. Ancak sağlıklı akışı engelleyen ve yapısını, işleyişini bozan etkenlerin artışı ile dil yozlaşmaya doğru gidebilir. Türkçe de zaman zaman yabancı dil unsurlarının istilasına uğrayarak yozlaşma tehlikesi ile karşı karşıya gelmiştir. Başlangıçta Arapça, Farsça kelime ve dil unsurlarının Türkçeye verdiği tahribat, Tanzimat’la birlikte yön değiştirmiş; başta Fransızca olmak üzere diğer Batı kaynaklı dillerin verdiği tahribata dönüşmüştür. Dil Devrimi ile birlikte yapılan sadeleşme çalışmaları, verilen zararı en aza indirmeyi hedeflemiştir. Bu yolda mesafeler kat edilmiştir. Ne var ki XX. yüzyılın ikinci yarısında Amerika ile olan siyasi ilişkilerin artışı ile Türkçe bu sefer İngilizcenin etkisinde kalmıştır. Son yıllarda bilim ve teknolojik gelişmelerin sonucunda bu etki gittikçe büyümüştür. İngilizce kelime ve unsurlarının dilimizde hızlı artışı, çeşitli dil sorunlarını beraberinde getirmiştir. Bugün Türkçe bu sorunun doğurduğu dil kirliliğini yaşamaktadır. Bu çalışmada; Türkçedeki dil kirliliğinin temel sebeplerinden biri olan Türkçe üzerinde Batı kaynaklı yabancı unsurların etkisi ele alınmıştır. Dil devriminden önceki durum ve o dönemdeki kirlilikten ziyade 1950’lerden sonraki dönem dikkate alınarak günümüz Türkçesindeki kirlilik ve yabancı unsurlar değerlendirilmeye çalışılmıştır. Dildeki yabancı unsurlar, sadece sözcük düzeyinde düşünülmemiş; gramer unsurları, yabancı dil kalıplarının tercümesi, yabancı sözcüklerin yazım özellikleri şeklinde değerlendirilmiştir.
Relationships between languages is inevitable. All languages are in mutual effect with the languages which they have a relationship. They borrow language elements from each other and give each other. It is known that this natural deal exists since the beginning of history. This is the same for the Turkish language as well. Turkish borrowed both words and language elements from the foreign languages. These borrowings rely on knowledge, learning, political and economical advantage, the governer and the public deal, affectation and fashion. Borrowings do not harm the natural structure of the language in fact it is done in normal and well circumstances. But Turkish, in the changing and developing period which comes till today, invaded by the foreign language elements and faced with various language problems from time to time because of the unhealthy borrowings. By the effect of the mass media, these problems have expanded and increased each day and draged our language to an impurity. Turkish lives the language pollution today as well which was lived before from time to time. In this paper, it is held the effect of the Western origin foreign elements which is one of the basic reason of the language pollution in Turkish. The pollution and the foreign elements in today’s Turkish is tried to be appreciated by considering the period after 1950’s rather than the situation before Language Reform and the pollution of that time. The foreign elements in the language are not considered just in words; grammatical elements, the translation of the foreign language forms, the writing features of the borrowed words are also considered.