Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası girişimler, engellilerin sorunlarını merkezlerine alan sivil toplum kuruluşlarının ve derneklerin yaygınlaşması ve dikkat çeken faaliyetlerde bulunmaları sayesinde, azınlığa gönderim ve engelli kişiler için medyaya erişim konuları önem kazanmıştır. Bu gelişmeler ışığında, çeviribilimde görme ve/ya işitme engellilere yönelik çeviri türleri geliştirilmiş ve Türkiye’de de uygulamaları başlamıştır. Ancak, günümüzde, dünyanın birçok ülkesinde araştırılan ve bilimsel çalışmalara konu olan sesli betimleme, işaret diliyle görsel-işitsel çeviri, işitme engelliler ve işitme zorluğu olanlar için altyazı çevirisi gibi çeviri türlerinin, Türkiye’deki örneklerinin ve bu konudaki çalışmaların azlığı dikkat çekicidir. Bu çeviri türlerinin ve bu konularda araştırmaların yaygınlaşması ise, ancak bilgilendirme ve bilinçlendirme ile sağlanabilir. Söz konusu çalışmanın ilk bölümünde, özellikle sesli betimle üzerinde durulumuştur; uluslararası kuruluşlarda, yasal çerçeve içinde erişim haklarına değinen belgeler sonucunda medya organlarında yapılan değişikliklere, getirilen yeniliklere ve bu çeviri türlerine kısaca değinilmektedir. İkinci bölümde ise, sesli betimlemenin tanımı yapıldıktan sonra, sinema, tiyatro, opera, müze, futbol sahaları, akıllı telefonlar, DVD gibi faklı ortamlardaki uygulama örnekleri üzerinde durulmaktadır. Aynı bölümde, sesli betimlemenin yöntemleri, esasları ve diyalogların aktarımı ya da kültürel ögelerin açık ve anlaşılır bir biçimde sunulması gibi zorluklar üzerinde durulmaktır. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, Türkiye’de sesli betimle çalışmalarıyla ilgili, 2006’da üretilen ilk örneklere değinilmekte ve bu alanın gelişmesi için dernek, şirket ve kurumların önemli girişimleri hatırlatılmaktadır. Sonuç bölümünde ise, medyaya erişim ve engelliler için erişim konusunda dünyada ve Türkiye’de yürütülen çalışmalara değinilmektedir. Bu alanla ilgili dünyanın farklı ülkelerinin üniversitelerinde yürütülen çalışmalara ve Türkiye’deki üniversitelerin çeviri bölümlerinde, bu çeviri türünde eğitimin yaygınlaştırılması için bazı önerilere yer verilmektedir.
Narrow casting and media accessibility are issues that have gained importance in the 21st century due to multiple factors such as the increase in social awareness, the dissemination of and developments in technology, the signing of international conventions such as the UN Convention on the Rights of Persons with Disabilities, the rise in the number and influence of NGO’s and associations. In parallel with these developments, different modes and types of translation have been developed and studied within the scope of Translation Studies and examples of such can also be found in Turkey. But, relatively subjects such as audio description, sign language interpreting for AVT, SDH receive less attention from translation scholars in Turkey and examples of such AV products with these types of translation are also relatively few. Such endeavors can only be encouraged with the raising of awareness and the flow of information. The following article is an attempt to explain and exemplify such types of AVT with special emphasis on audio description in an effort to provide some guidelines and suggestions for the implementation of AVT courses entailing these types of translation at Turkish universities.