Siyasal iletişim açısından önemli bir araç olan Seçim beyannameleri, siyasal kampanya sürecinde, seçmene ulaşmanın ve partinin iktidar olması durumunda yapacakları projeleri, izleyecekleri politikaları anlatmanın en önemli araçlarından bir tanesidir ve siyasi katılımın sağlanması açısından önemlidir. Ancak Türkiye’de kadınlar siyasete erkeklerden daha az ilgi duymakta ve daha az aktif katılım sağlamaktadırlar. Bunun sosyal, kültürel, toplumsal ve ekonomik açıdan birçok sebebi bulunmaktadır. Ancak kadınların siyasette erkeklerden daha geri planda olması kadınların seçim dönemlerinde oylarını kullanmadığı anlamına gelmemektedir. Aksine seçim sürecinde erkekler kadar kadınlar da seçim sonuçları üzerinde belirleyici olabilmektedir. Bu açıdan partiler yürüttükleri kampanya çalışmalarında kadınlara yönelik ayrı bir söylem ve politika oluşturmaya çalışmaktadırlar. İşte bu çalışmanın odak noktasını siyasi partilerin seçim beyannamelerindeki kadın söylemi oluşturmaktadır. 2015 Genel seçimlerinde, 7 Haziran’dan sonra hükümet kurulamaması nedeniyle 1 Kasım 2015’te erken seçim yapılmış ve siyasi partiler seçim beyannamelerini iki kez yayınlamak zorunda kalmıştır. Siyasi partilerin 7 Haziran ve 1 Kasım seçim beyannamelerindeki kadın söyleminin değerlendirilmesi araştırmanın kapsamını oluşturmaktadır. Bu amaçla seçim barajını geçen AK Parti, CHP, MHP ve HDP’nin ilk olarak siyasal ideolojisi ve kadın söylemi ele alınmış ve 1 Kasım seçim beyannamelerindeki kadınlara yönelik kullanılan ifadeler, vaatler ve metaforik söylemler söylem analizi yöntemiyle incelenmiştir. Son olarak her bir siyasi partinin 7 Haziran ve 1 Kasım seçim beyannamelerindeki benzerlikler ve farklılıkların ortaya koyulması amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında siyasi partilerin 2015 seçim beyannamelerindeki kadın söylemleri çözümlenip karşılaştırıldığında erkek egemen bir yaklaşımın ve söylemin olduğu ortaya çıkmaktadır. Kadına yönelik söylem ve vaatlerdeki çeşitlilik incelendiğinde Ak Parti ve MHP gibi merkez sağ ve muhafazakar partilerin CHP ve HDP gibi sol partilerden daha az söylem ve vaatlerde bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca partilerin ideolojik bakış açılarının kadın söylemlerine etkide bulunduğu görülmüştür.
Election declarations, as an important tool for political communication, are one of the most important tools that reach voters and describe the policies they're watching in case of party is in power and are important in terms of ensuring political participation during the political campaign. However, in Turkey, women are less interested in politics than men and less active participation. There are many reasons for this in terms of social, cultural and economical. However, to be in the background of women in politics than men does not mean that it does not use their votes during the election. On the contrary, in the electoral process, women as well as men can be decisive on election results. In this regard, the parties are trying to create a different discourse and policy for women in their campaign work. The focus of this work is on the female discourse in the election declarations of political parties. In the 2015 general elections, due to the government's failure to establish a government after June 7, the early election was held on November 1, 2015, and political parties had to publish their election declarations twice. The assessment of the political parties' female discourse on the 7 June and 1 November election declarations constitutes the scope of the research. For this purpose, political ideology and female discourse of the AK Party, CHP, MHP and HDP, which passed the election threshold, were discussed firstly and the expressions, promises, and metaphorical discourses towards the women used in the November 1 election declarations were analyzed by discourse analysis. Finally, it is aimed to reveal the similarities and differences of each political party in the June 7 and November 1 election declarations. Within the scope of the study, when the discourses of the political parties are analyzed and compared with the female discourse in the election declarations of the 2015, it is revealed that a male dominated approach and discourse. When the