Sosyal hizmet insani etkileşimin oldukça yoğun olduğu bir meslektir. İnsan etkileşimine oldukça zarar veren ve sosyal fobi olarak da bilinen sosyal kaygı bozukluğu sosyal hizmet öğrencilerinin gerek eğitim yaşamları gerekse gelecekteki mesleki yaşamları için onları engelleyici niteliğe sahip ve başedilmesi gereken bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle bu çalışmada sosyal hizmet öğrencilerinin benlik saygısı ve başetme stillerinin sosyal kaygı düzeyleri üzerindeki etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Hazırlanan online anket form sosyal hizmet öğrencilerinin yoğun olduğu sosyal platformlarda paylaşılmıştır. Sosyal platformda paylaşılan anket formunu toplam 334 sosyal hizmet bölümü öğrencisi gönüllü olarak doldurmuştur. Çalışmada demografik bilgi formu, Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği (LSKÖ), Copersmith Özsaygı Envanteri ve Başa Çıkma Stilleri Ölçeği-Kısa Formu (BÇSÖ-KF) veri toplama araçları olarak kullanılmıştır. Öğrencilerin sosyal kaygı ve kaçınma düzeyleri üzerinde değişkenlerin etkisini belirlemek amacıyla istatistiksel analizlerden t-testi, tek yönlü varyans analizi ve çoklu regresyon analizi kullanılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre demografik değişkenlerden cinsiyet ile öğrencilerin hem sosyal kaygı hem de sosyal kaçınma düzeyi arasında anlamlı bir farklılık olduğu, yerleşim yeri ile sadece öğrencilerin sosyal kaçınma düzeyleri arasındaki ilişkinin önemli olduğu belirlenmiştir. Aynı zamanda tek yönlü varyans analizi sonuçları öğrencilerin ekonomik durum algısı ile sosyal kaygı ve sosyal kaçınma arasında önemli bir farklılık olduğunu göstermektedir. Ancak üniversitede geçirilen süre ile sosyal kaygı ve sosyal kaçınma arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Öğrencilerin sosyal kaygı ve sosyal kaçınma puanları üzerinde bağımsız değişkenlerin yordama düzeylerine ayrı ayrı bakılmıştır. Başetme stilleri faktörlerinden davranışsal boşverme, kendini suçlama ve mizah ile birlikte benlik saygısı öğrencilerin sosyal kaygı düzeyinin önemli bir yordayıcısı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Aynı şekilde başetme stillerinden davranışsal boşverme, kendini suçlama ve mizah alt ölçeklerine ek olarak inkâr faktörü ve benlik saygısının öğrencilerin sosyal kaçınma düzeylerinin önemli bir belirleyicisi olduğu bulunmuştur.
Social work is a profession where human interaction is quite intense. Social anxiety disorder, also known as social phobia which damages human interaction in a significant level, has emerged as a problem which has the quality to hinder social work students' both educational lives and professional lives and should be solved. Therefore, this study aimed to examine the effect of self-esteem and coping styles on social anxiety levels. Data were collected through questionnaire form which was prepared by researches. Online questionnaire form has been shared among the social platforms where the social work students were concentrated. A total of 334 social work students completed in voluntary basis the survey form that was shared on the social platform. In the study, demographic information form, Liebowitz Social Anxiety Scale (LSAS), Copersmith Self-Esteem Inventory and Brief COPE Inventory have been used as data collection tools. Statistically to determine independent variables effect on social anxiety, t-test, one-way variance analysis and multiple regression analysis have been used. According to the findings of the study, it has been found that there was a significant difference between gender and both social anxiety and social avoidance subscale scores of students. The relationship between only social avoidance scores of students and settlement has also been determined to be significant. At the same time, the results of the one-way variance analysis have displayed that there is a significant difference between perception of economic situation of students and social anxiety and social avoidance scores. There was no significant relationship between the time spent in university and social anxiety and social avoid scores. The prediction levels of independent variables on students’ anxiety and social avoidance scores have been checked separately. The findings indicated that behavioral disengagement, self-blame, humor and self-esteem was important predictors of social anxiety and social avoidance levels of students. In the same way, it has been found out that in addition to behavioral disengagement, self-blame and humor subscales-from handling styles, denial factor and self-respect are significant determinants of social avoidance levels of students.