Akşemseddin, bir çağı kapatıp başka bir çağı açan önemli bir tarihi hadise olan İstanbul’un fethindeki rolü ile meşhur olmuş bir şahsiyettir. Fatih Sultan Mehmet Han’ın baş hocası olarak şüphesiz Akşemseddin’in İstanbul’un fethinde ve İstanbul’un fâtihi olan talebesinin üstünde büyük bir etkisi vardır. Talebesini İstanbul’un fethine küçük yaşlarından itibaren adeta şartlandırmış, fetih esnasında ortaya çıkan aksaklık durumlarında ve karamsarlık ortamlarında ise çözüm üretici ve teşvik edici bir rol üstlenmiştir. Fakat Akşemseddin, meşhur olduğu bu yönünün ötesinde daha bilinmeyen birçok başka yönüyle adeta bir deryadır. Yazarlığı, tabipliği, şairliği ve tasavvufi kişiliği ile ardında birçok eser bırakmıştır. Yaşamı süresince 19 adet eser kaleme almıştır. Risaletü’n- Nuriyye, Def’u Metaini’s-Sûfiyye, Risale-i Zikrullah, Risale-i Şerh-i Akval-i Hacı Bayram-ı Velî, Telhisu Def’î Metain, Makâmâtü’l- Evliyâ, Mâddetü’l-Hayat, Risâletü’d-Dua, Fâ’il-i Mushaf-ı Kerim, Nasihatnâme-i Akşemseddin, Kimyâ-yı Sa’âdet Tercümesi, Risâle Fi’t-Tasavvuf, Risâle-i Fi’d-Devrâni’s-Sûfiyye ve Raksihim, Mücerrebât, Mektûbât, Vakıf-Nâme, Risâle Fî İstilâhâti’s-Sufiyye, Cevapnâme ve Tabirnâme yazdığı eserleridir. Eserlerinin çoğunluğu dini ve tasavvufi içeriklidir. Mâddetü’l-Hayat adlı eseri ise tıp ve eczacılık ile ilgilidir. Bu eserinde, mikrobun ayrıntılı bir şekilde tarifini yapmaktadır. Bilim tarihinde mikrobun tanımını ilk yapan kişi olarak Fransız mikrobiyolog Pasteur kabul edilmektedir. Fakat Akşemseddin’in, tıp ve eczacılık ile ilgili eserinde Pasteur’dan yaklaşık 500 yıl önce mikrobun tanımını ve bulaşıcı hastalıkların kişiden kişiye nasıl geçtiğini ayrıntılı bir şekilde izah ettiği görülmektedir. Biz bu çalışmada Akşemseddin’in bahsetmiş olduğumuz bütün bu yönlerinin ötesinde, Ankara Milli Kütüphane müdiresi Müjgan Jumbur’un yaklaşık 50 yıl önce, kütüphane müdireliği yaptığı sırada keşfettiği mahlaslarından Akşemseddin’e ait olduğu kesin olarak bilinen 38 adet şiirinden bahsedeceğiz. Bahsetmiş olduğumuz bu 38 adet şiir, Akşemseddin’in isimlerini daha önce verdiğimiz 19 adet eseri haricinde kaleme aldığı “Akşemseddin Divanı” olarak ta isimlendirilebilecek yirminci eseri olma niteliğine sahiptir. Akşemseddin’e ait bu 38 adet şiirden seçtiğimiz bazı şiirleri bu çalışmamızda latinize edip bilim dünyasının istifadesine sunmayı hedeflemekteyiz. Latinize ettiğimiz şiirlerinin Ankara Milli Kütüphanesi’nden edindiğimiz orijinal el yazma görüntülerini ise çalışmamızın en sonuna ekleyeceğiz. Yaklaşık 50 yıl önce keşfedilen ve henüz neşredilmeyen “Akşemseddin Divanı”nı bir kitap halinde neşretmek nihai hedefimizdir.
Akşemseddin is an eminent figure, who has become famous for his role in the conquest of Istanbul, which is the beginning of a new age. As the head teacher of Fatih Sultan Mehmet, Akşemseddin surely has a lasting impression on his student and the conquering of Istanbul. He almost conditioned him for the conquest of Istanbul since his early ages. He encouraged and created solutions in the event of trouble and pessimism that occurred during the conquest. Yet, Akşemseddin, beyond his role mentioned above, is a kind of ocean with his many unknown characteristics. He wrote nineteen works throughout his life. His works are Risaletü’n- Nuriyye, Def’u Metaini’s-Sûfiyye, Risale-i Zikrullah, Risale-i Şerh-i Akval-i Hacı Bayram-ı Velî, Telhisu Def’î Metain, Makâmâtü’l- Evliyâ, Mâddetü’l-Hayat, Risâletü’d-Dua, Fâ’il-i Mushaf-ı Kerim, Nasihatnâme-i Akşemseddin, Kimyâ-yı Sa’âdet Tercümesi, Risâle Fi’t-Tasavvuf, Risâle-i Fi’d-Devrâni’s-Sûfiyye ve Raksihim, Mücerrebât, Mektûbât, Vakıf-Nâme, Risâle Fî İstilâhâti’s-Sufiyye, Cevapnâme ve Tabirnâme. Most of his books are on Sufism and religion. His work “Maddetü’l-Hayat” is on medicine and pharmacy. In this work, he makes a detailed description of “microbe”. French microbiologist Pasteur is accepted to be the first man who described the “microbe”. However, Akşemseddin comprehensively described the microbe and explained how infectious diseases passes from person to person in his mentioned work about five hundred years earlier than Pasteur. In this work, I will also dwell on eighty-three poems which are found about fifty years ago by Müjgan Jumbur, the manager of Ankara National Library, and definitely known to be written by Akşemseddin. These eighty-three poems can be accepted as his twentieth work “Akşemseddin Poetry” in addition to his previously mentioned works. We aim to put some of these poems into service of science world after we latinised them in this work. I will add original manuscript images of these poems that we obtained from National Library to the end of this work. Our ultimate aim is to publish “Akşemseddin Poetry” as a book, which was discovered fifty years ago and not published yet.