Türkiye Selçukluları Devleti’nin en kudretli hükümdârı olan Alâeddîn Keykubâd başa geçtikten sonra ülke işlerini yola koyup hemen fetih hareketlerine girişmişti. Ancak onun başa geçtiği dönemde dünyada yeni bir tehlike ortaya çıkmıştı. Bu tehlike tüm Orta Asya ve Doğu Avrupa’yı tehdit eden Moğollardı. Moğollar Alâeddîn Keykubâd’ın başa geçtiği sırada henüz Anadolu topraklarına ciddi saldırılarda bulunmamıştı. Bunun sebepleri arasında Türkiye Selçukluları Devleti’nin dönemin güçlü devletlerinden olması ve Moğollarla sınırdaş olmamaları sayılabilir. Ancak bu durum Alâeddîn Keykubâd’ın başa geçmesinden kısa bir süre sonra tersine dönmüştü. Zira Harezmşahlar Devleti ile kötü giden münasebetler savaş ile sonuçlanmış ve neticede Harezmşahlar Devleti yıkılmıştı. Bu devletin yıkılması Türkiye Selçukluları ile Moğollar arasındaki tampon bölgenin ortadan kalkmasına sebep olmuş ve Anadolu’yu Moğol saldırısına açık hale getirmişti. Moğol saldırılarının ciddiyetinin farkında olan Alâeddîn Keykubâd ülkede Moğol tehlikesine kaşı birtakım önlemler almış ve ülkenin sınırlarını genişletmek için fetih hareketlerine devam etmişti. Bu olaylardan sonra pek çok devleti tabiiyeti altına alan Moğol Kaanı Ögeday Alâeddîn Keykubâd’a 1236 yılında bir elçi gönderdi. Elçinin geliş amacı Alâeddîn Keykubâd’ın Moğolların üstünlüğünün kabul edilmesini istemekti. Alaâeddîn Keykubâd bu elçi ile görüştü ve elçinin isteklerini kabul ederek hediyelerle Ögeday Kaan’a geri gönderilmesini buyurdu. Ancak elçi henüz yola çıkmadan önce Alâeddîn Keykubâd hayatını kaybetti ve elçinin belirtilen şekilde Ögeday Kaan’a gönderilmesi oğlu II. Gıyâsedîn Keyhüsrev zamanında gerçekleşti.
After Aladdin Kaykubâdh (the mighty ruler of the Turkey Seljuqs State) ascent to the throne he immediately started his conquests. But a new threat emerged when he took power. This threat was none other than Mongolians who invaded all of Central Asia and Eastern Europe. The Mongols had not yet seriously attacked Anatolian lands when Aladdin Kaykubâdh took charge of the state. The reasons this might be, the fact that we were also one of the strongest and they were our border neighbour at that time period. But that wasn’t the case shortly after Aladdin Kaykubâdh reign. The bad relations with Khwarazshahs resulted in their decadence which meant that the middle zone between the two states were no more there. Thus made us vulnerable for the Mongolian attacks. Aware of the seriousness of the Mongol attacks, Aladdin Kaykubâdh took some precautions against the Mongol danger in the country and continued the conquest movements to expand the borders of the country. After these events, the Mongolian Khan Ögeday, who subordinated many states, sent an ambassador to Alaeddin Kaykubâdh in 1236. The ambassador’s duty was to ask Aladdin Kaykubâdh to accept the supremacy of the Mongols. Ögeday met with this ambassador and accepted the ambassador’s requests and ordered him to be sent back to Ogeday Kahan with gifts and delicasies. However, before the ambassador set off, Aladdin Kaykubâdh lost his life and the ambassador was sent to Ogeday Kahan as stated. It took place during the time of Giyathad-din Kaykhusraw.