İnsanlığın ilk dönemlerinden itibaren kültürel evrelerde farklılıklar görülmektedir. Prehistorik dönemde mağaralarda yaşayan insanoğlu günlük yaşamında görmüş olduğu ve etkileşimde bulunmuş olduğu her nesneyi mağara duvarlarına işlenmiştir. Bu resimlerin içerisinde sadece günlük hayatta yaşadıkları ve karşılaştıkları olaylar değil bunun yanında kozmolojik açıdan değerlendirilecek olaylar da vardır. Gökyüzünde gördükleri farklı olarak algıladıkları her doğa olayını kendilerini bir konu olarak seçmişlerdir. İnsanlığın kültürel dönemlerde ilerleyerek farklı çağlara geçmesi ve yerleşik hayatı benimsemeye başlamasıyla birlikte yapılan resimlerde de değişiklikler görülür. Özellikle gök tanrı inancının çok yoğun olduğu bunun destanları bile konu olduğu bir dönemde gökyüzündeki tanrıları kendileri için kutsal olduğundan dolayı bununla ilgili pek çok imgeyi kullanmışlardır. Önceleri hayvanları birbirinden ayırt etmek için kullandıkları ve kendilerinin bulmuş olduğu ve kendilerine has olan damgalar bir süre sonra kendi kültürel topluluklarını ifade eder bir simge haline dönüşmüştür. Her biri farklı bir anlam taşıyan gökyüzünü gök tanrıyı ok ve yayı ve bunun gibi pek çok simgeyi ifade eden damgalar özellikle Oğuzlar ve Göktürkler zamanında sıklıkla kullanılmıştır. Bu damgaların önceliği kaya resimlerine kadar gitmektedir. Petroglif adı verilen kaya resimlerinde kullanılmış olan figüratif ögeler zamanla daha stilize edilmiş şekilde Orta Asya insanı tarafından kullanılmaya devam etmiştir. Bu Türk damgaları plastik sanatlar alanında sanatçılara zaman zaman ilham vermiş ve bazı sanatçılar bu damgaları kendi eserlerinde kullanmışlardır. Yapılan araştırmalar ve literatür taramalarının sonucunda erişilen verilere dayanarak, ifade aracı olarak kullanılmış olan damgaların kültürel öge olarak çağdaş sanatta bir forma dönüşmüş olması ve sanatçıların bu formları kullanıyor olması geleneksel ve kültürel tarihimizin yaşaması için son derece önem taşımaktadır. Bu araştırma, “Türk Damgalarının Çini Ve Tuval Yüzeylerde Çağdaş Sanat İmgesi Olarak Yorumlanması” isimli sanatta yeterlilik tezinden alınmıştır. Bu tez Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi BAP koordinatörlüğü tarafından SSY-2024-103 proje numarası ile destek almıştır.
Since the earliest periods of humanity, cultural stages have exhibited notable differences. During the prehistoric era, humans living in caves depicted on cave walls the objects they encountered and interacted with in daily life. These depictions not only reflected everyday experiences but also included events of cosmological significance. Natural phenomena observed in the sky, perceived as extraordinary, were often chosen as subjects. As human societies progressed through cultural stages and transitioned to a sedentary lifestyle, the nature of these visual expressions evolved accordingly.
In particular, during a period when the belief in the Sky God (Gök Tanrı) was dominant—so much so that it inspired epic narratives—numerous symbolic images representing celestial deities were created and regarded as sacred. Initially developed as identifiers for distinguishing animals, unique tamgas (seals or insignias) gradually became symbols representing distinct cultural communities. Each tamga carried specific meanings, often associated with celestial elements such as the sky, the god of the heavens, bows, arrows, and other symbolic imagery. These tamgas were especially prevalent during the eras of the Oghuz and Göktürk peoples.
The origins of these tamgas can be traced back to rock art, specifically petroglyphs, where figurative elements were depicted. Over time, these elements became increasingly stylized and continued to be used by the people of Central Asia. Turkish tamgas have occasionally served as sources of inspiration in the field of visual arts, with various artists incorporating them into their works. Based on research and literature reviews, it is evident that the use of tamgas as expressive tools—and their transformation into contemporary artistic forms—plays a vital role in preserving traditional and cultural heritage.
This research is derived from the proficiency in art thesis titled "Interpretation of Turkish Inscriptions as Contemporary Art Images on Tile and Canvas Surfaces." This thesis was supported by the Scientific Research Projects Coordination Unit (BAP) of Ankara Hacı Bayram Veli University under project number SSY-2024-103.