KÜLTÜREL KİMLİĞİN GİRİT’TEKİ ÜÇ SEMBOLÜ: LİRA-LAVTA ve DANS

Author:

Year-Number: 2013-6 Issue 3
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Müzikoloji-Sosyal Bilimler
Number of pages: 855-866
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

11. yüzyıldan itibaren semiolojik bir özellik taşıyan, Girit kültürünü, Girit müziğini ve hatta Girit adasını temsil eden unsurlar; lyra ve lute çalgıları ile, onlara eşlik eden dansçı üçgenidir. Lyra çalgısının Orta çağ Avrupa’sı ve Bizans’tan Girit’e göç eden sembolik özelliği, Girit’teki önemini ayrıca arttırmış, orta çağda rebecin sarayı, Hz. Davud’u ve dini müziği temsil etmesi gibi, çalgı lute ile birlikte halk arasında ve turizm sektöründe geleneksel Girit ruhunu vurgulayan semiolojik bir unsur görevini üstlenmiştir. Özellikle turistik mağaza ve eşyalarda Girit kültürünün bir simgesi olarak lyra, lute ve dançşı motiflerinin kullanılması ise, semioloji kuramının öncülerinden Charles Pierce’ın herhangi bir unsurun belirli bir şeyi, belirli bir çerçevede temsil etmesi olarak tanımladığı gösterge kavramını ortaya çıkarmıştır. Çünkü lyra ve lute çalgılarıyla birlikte dans, antik dönemlerden itibaren Girit toplumunun temel düşüncesini ifade etmiş ve geleneğin devamının en otantik kanıtı olmuştur. Ada halkı sosyal olaylar, düğünler ve festivallerde saatlerce dans edebilmekte ve bu danslar kendi içlerinde türlere ayrılmaktadır. Bu bağlamda Stokes’un belli toplumlarda müzik ve dansın geniş cemaatin kendisini cemaat olarak görmesini sağlayan yegâne araç olması söyleminde olduğu gibi; söz konusu üçgenin Girit adasında yüzyıllardır var olan, halkın milli ve sosyal kimliğini oluşturan ve kültürel birleşimi sağlayan önemli bir unsur olduğu, ayrıca adalar coğrafyasını etkilediği ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, Girit adasının milli kimliği ve semiolojik özelliği olan lyra-lute ve dans üçgeni kimlik ve semioloji teorileri bağlamında tarihsel özellikleriyle incelenecek, bulgular bölgede yapılan alan çalışmaları doğrultusunda elde edilen malzemeler ile desteklenecektir.

Keywords

Abstract

The elements bearing a semiological feature and representing the Cretan culture, Cretan music and even the island itself since 11th century are the trigon of the lyra, the lute (lagouto-laouto) and the dancer accompanying them. The symbolic characteristic of the lyra which migrated to Crete from the medieval Europe and Byzantium, augmented its importance in Crete further and just like rebec representing the palace, David and religious music in the medieval period, the instrument, along with the lute, has become a semiological element emphasizing the traditional spirit of Crete among the natives and in the tourism sector. The use of lyra, lute and dancer motives, especially in the market for the tourism and touristic goods, has revealed the concept of semiosis, which is defined by Charles Price, one of the pioneers of semiology theory, as “an element representing a certain thing within a certain context”. Because the dance, along with the lyra and the lute, has expressed the fundamental idea of Cretan society since the antiquity and has been the most authentic evidence of the continuation of the tradition. The islanders can dance for hours on social occasions, weddings and festivals and these dances are sub

Keywords