NATHANIEL HAWTHORNE’UN KIZIL DAMGA İSİMLİ ROMANININ FREUD’UN PSİKANALİTİK TEORİSİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

Author:

Year-Number: 2015- 32
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Psikoloji ve Edebiyat
Number of pages: 499-511
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Modern psikiyatrinin kurucu olarak bilinen Sigmund Freud psikanaliz teorisi ile okuyuculara ve eleştirmenlere edebi karakterleri inceleme ve analiz etme imkânı sunmaktadır. Freud, kişinin alt benliği, benliği ve üst benliği arasında meydana gelen tutarsızlık sonucu zihninde çeşitli anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıklar yaşayabileceği teorisini öne sürmüştür. Bireyin sağlıklı bir kişilik meydana getirebilmesi için zihninin bu üç bölgesi arasında dengeyi sağlaması gerekmektedir. Bu üç benlik arasında meydana gelen tutarsızlık bireyin istek ve arzularını bastırması ile sonuçlanabilir. Bu zihnin üç kısmından herhangi birisi diğerinden daha üstün olduğu zaman ya da diğerinden daha baskı, birey isteklerini ve geçmişe dair hatırlamak istemediği anılarını dile getirmek yerine bastırma yoluna başvurur. Kızıl Damga isimli roman psikanalitik incelemesi okuyucuya temel karakterlerin ruhsal ve psikolojik durumları ile ilgili detaylı bilgi sağlamaktadır. Romanda yer alan temel karakterler ve bu karakterlerin hareketleri Freud’un alt benlik, benlik ve üst benlik terimleri ile ilişkilendirilerek açıklanmaya çalışılmaktadır. Alt benlik, benlik ve üst benliğin karakterlerin kişilikleri üzerindeki etkileri analiz süresinde karakterlerin çocukluklar dönemlerinde bastırmış oldukları duygularına ve geçmiş anılarına göndermeler yapılarak incelenmiştir. Bu çalışmanın temel amacı Hawthorne’un Kızıl Damga isimli romanının Freud’un psikanalitik bakış açısı ile incelemek, karakterlerin yaşamlarının ve kişiliklerinin Freud’un alt benlik, benlik ve üst benlik kavramlarından nasıl etkilendiklerini göstermeye çalışmaktır.

Keywords

Abstract

Sigmund Freud the founder of modern psychiatry provides the opportunity to analyze literary characters through the application his psychoanalytic theory. In psychology, he puts forward the theory that conflict is the outcome of the inconsistency between id, ego and superego. In order to form a healthy personality, one should balance his id, ego and superego. Repression happens as a result of this inconsistency. When one of these three parts of human psyche outweighs to other, one resorts to repress desires or past memories rather than articulating them. A detailed psychoanalytic analysis of The Scarlet Letter provides knowledge about psychological states of the central characters. These characters and their actions are intended to be analyzed in relation to the Freudian concept of id, ego and superego. The effects of id, ego and superego on their personalities are discussed during the analysis of the main characters of the novel by making references to their repressed childhood and past memories. The aim of this paper is to analyze the main characters of Hawthorne’s The Scarlet Letter from a Freudian psychoanalytic position revealing how these characters’ lives and personalities have been affected by their id, ego and superego.

Keywords