“AHLAK MEDENİYETİ” SÖYLEMİ ÜZERİNE ELEŞTİREL DÜŞÜNCELER

Author:

Year-Number: 2015- 41
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Felsefe
Number of pages: 27-34
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Birçok Müslüman yazarın yazılarında Batıya ilişkin sık tekrarlanan bir yargı vardır: Batı bilim ve teknolojide güçlü ve gelişmiş olmakla birlikte ahlaken zayıf, bozuk ve geridir. Bu yargıdan da iki sonuç çıkarılır: 1) Batının bilim ve teknolojisini alalım ancak ahlakına geçit vermeyelim; 2) Batı bilim ve teknoloji medeniyetidir, İslam’la yücelen Doğu ise bir ahlak medeniyetidir. Dolayısıyla Batı bilim ve teknolojide Doğudan üstün iken Doğu ahlak ve maneviyatta Batıdan üstündür. Ne var ki Müslüman Doğunun Batıya örneklik edebilecek düzeyde üstün bir ahlak medeniyeti olduğu iddiası, felsefi bir eleştirinin konusu edildiğinde, oldukça naif ve zayıf bir iddiadır. Etik tarihi ya bireyi ya da toplumu merkeze/ön plana alan zengin tartışmalarla doludur. Ve güçlü bir ahlak medeniyetinin imkanı, birey-toplum paradoksunun/karşıtlığının sentezlenmesinde ve dengelenmesindedir. Zira aşırı bireycilik toplumun varlığı ve bekası için bir tehlike iken aşırı toplumculuk da bireysellik, özerklik, özgürlük ve farklılık için bir tehdittir. Batı rasyonellik, farklılık, özerklik, faydacılık, liberalizm ve benzeri görüşlerle bireyi önemserken Doğu birliğe, dine, maneviyata, otoriteye verdiği önemle çoğunlukla toplumcu bir tavır sergilemiştir. Batı zengin tartışmalarla farklılıkta birliği aramaya devam ederken Doğu hala birlikte farklılığı tesis edememiştir. Müslüman dünyanın böyle bir derdi de olmamıştır. İslam’da, farklılığı, özgürlüğü, özerkliği, eleştiriyi geliştiren bir söylem üretilmedikçe güçlü bir ahlak medeniyeti oluşturmak hayal olacaktır.

Keywords

Abstract

There is a well-known judgement frequently expressed in the works of Muslim authors: the Western world is undoubtedly powerfull and advanced in science and technology but poor, degenerated and regressed in morality and spirituality. Two consequences can be derived from this judgement: 1) Only the science and technology of the West, not its morality, can be imported; 2) the West is a civilisation of science and technology; whereas the East sublimed thanks to Islam is a civilisation of morality and spirituality. Hence, though the West is advanced in science and technology, it is not superior than the East in morality. Morality and spirituality is a distinguishing mark of the East and hence, in this respect, it is superior than the West. However, the claim that the Muslim East is a civilisation of morality and spirituality to the extent that it can serve as a model for the West is, when it is subjected to the philosophical criticism, quite naive and weak. History of ethics is full of discussions as to which, i

Keywords