BOSNALI ABDULLAH EFENDİ’NİN “ŞERH-İ BEYT-İ MESNEVΔSİ

Author:

Year-Number: 2017- 62
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Eski Türk Edebiyatı
Number of pages: 171-181
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

İbnu’l-Arabî’nin Füsûsu’l-Hikem adlı tasavvufi eserini şerh etmesi münasebetiyle Şarih-i Füsûs olarak tanınan Bosnalı Abdullah, Tercüme-yi Makâsıd-ı Envâr-ı Gaybiyye adlı eserinin sonunda Mevlânâ’nın Mesnevî’sinin birinci cildinden seçtiği bir beytin şerhini yapmıştır. Abdullah Efendi öncelikle Mesnevî’nin birinci cildinde bulunan “Guft el-ma?na huvallah şey?-i d?n/ Ba?r-i ma?n?ha-yı Rabbu’l-?alem?n” beytindeki “el-ma’nâ huvallâh” sözünden hareketle Allah ismi üzerinde durur. Buna göre Allah ismi, bütün isimleri kapsayıcı olması ve Allah’ın Zat’ına işaret etmesi münasebetiyle tektir. Allah ismi, kâinattaki mazharları ve varlık suretlerini, Ulûhiyet mertebesindeki İlahi isimlerden o suretin aslı ve istinat ettiği İlahi isim nezdinde, kendine has manasıyla terbiye ve ıslah eder. Hazret-i Ulûhiyet, İlahi feyizlerin makamı ve Rabbani tecellilerin kaynağıdır. İlahi isimlerden her bir isim, kendisine vergi olan mana ile diğer bir isimden seçkinleştiği gibi, Allah ismi de bütün İlahi isimlerde olan manayı kapsaması münasebetiyle diğer isimlere göre seçkin ve tektir. Bundan sonra âlemin terbiye ve ıslahına dönük olan İlahi isimlerin zâhir ve bâtın anlamlarını açıklar. Şerhte ikinci olarak üzerinde durulan nokta “şeyh-i din” ifadesi ve bu ifadede geçen şeyh-i din’in kim olduğudur. Şarih bu noktada şeyh-i din’i, dinin hükümlerine uyan ve Peygamber’in yolundan ayrılmadan insanlara doğru yolu gösteren hâlis kul olarak değerlendirir. Daha sonra o devir göz önünde bulundurulduğunda bu kimsenin Sadreddin Konevî olduğunu söyler. Birkaç akademik çalışmada söz konusu beytin şerhiyle ilgili bazı değerlendirmelerin yapıldığı, fakat bu eserin Lâtin harflerine aktarılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla bu çalışmada, Bosnalı Abdullah Efendi’nin “Şerh-i Beyt-i Mesnevî” adlı eseri Lâtin harflerine aktarılarak değerlendirilmeye gayret edilecektir.

Keywords

Abstract

Abdullah Efendi from Bosnia explained one of the couplets of Mesnevi of Rumi at the end of his work “Tercüme-yi Makâsıd-ı Envâr-ı Gaybiyye”, and was known as “Şarih-i Füsûs” because of explaining the sufistic work of Ibnu’l-Arabi called “Füsûsu’l-Hikem”. Abdullah Efendi firstly emphasized the name “Allah” based on the word “el-ma’nâ huvallâh” in the couplet ““Guft el-ma’nâ huvallâh şeyh-i dîn / Bahr-i ma’nîhâ-yı Rabbu’l-‘âlemîn” in the first volume of the Mesnevi. In this respect, the name “Allah” is a comprehensive name that includes the meanings of all the other beautiful names of Allah; and is unique in that it indicates to the Entity of Allah. The name “Allah” disciplines and corrects the copies and originals of the visible entities in the universe in the scope of the Divine Name which refers to the originals and copies of the entities at a

Keywords