KIRIM TATAR TÜRKLERİNİN DÜŞ EVRENİNİ BESLEYEN SANATSAL TASARIMLAR: KARAMAN/AYRANCI ÖRNEĞİ

Author:

Year-Number: 2018- 73
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Türk Dili
Number of pages: 215-222
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

1903’te Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid ve Rus Çarı II. Nikolay arasında yapılan anlaşmaya göre Kırım'dan İstanbul'a getirilen Kırım Tatarları daha sonra durumlarına göre Eskişehir, Konya ve İskenderun’a yerleştirilmişlerdir. Konya’ya gelen Kırım Tatarları içerisinde Ayrancı’nın da yer aldığı beş yerleşim bölgesine gönderilmiştir. Ayrancı bölgesine gelen heyetin bölge hakkında olumlu görüş bildirmesi üzerine iki yüz hanelik Kırım Tatarı, 13 Haziran 1903 tarihinde bugünkü ilçe merkezinin bulunduğu bölgeye yerleştirilmiştir. Başlarda çadırlarda yaşayan ve kayaların altındaki mağaralara yerleşen Kırım Tatarlarında, yeterli yiyecek ve içecek bulunmaması sebebiyle birçok hastalık ve çocuk ölümleri görülmüştür. Sonraki yıllarda hem devletin hem de bölge halkının yardımlarıyla kendi düzenlerini kurmuşlardır. Kırım Tatarlarının geleneklerine bağlılığı ve Kırım’daki yaşayışlarını Anadolu’da da sürdürme gayretleri, onların kendilik değerlerini muhafaza etmeye yöneliktir. Ancak zamanla oradaki yaşayışları bölgedeki yaşayışın ve gündelikliğin içinde erimeye başlamıştır. Buna rağmen şiir ve hikâye gibi sanatsal tasarımlar ile masal, atasözü, fıkra, bilmece gibi halk ürünleri, yüzyılı aşan bu varlık serüveninde onların dimağlarında tüm diriliği ile muhafaza edilmiştir. Bu sanatsal tasarımlar; gündeliklikten ve yüzeysellikten kaçmak, kendiliği üst bir değer olarak üretmek amaçlı sığınıştır, yeniden dirilişin imidir. Bu sanatsal yaşayış, büyülü bir güce dönüşerek benliğin sınırlarını çizer ve yine kendilik değerlerini muhafaza etmeyi sağlar. Onlar, bu sanatsal üretim ile yerleşik düzeni yadsıyarak var olurlar ve bu düşsel üretim biçimleri ile varlıklarını ayrılık mekânlarına özlem ile bağlar, varlıklarını sevgi ile mayalarlar. Biz de bu çalışmamızda Karaman/Ayrancı bölgesine yerleşen Kırım Tatarlarının düş evrenlerini besleyerek bir kimlik aşısına dönüşen bu sanatsal tasarılarını birinci ağızlardan derleyecek ve toplu bir değerlendirme yapacağız.

Keywords

Abstract

Ottoman Sultan II. Abdulhamid and the Russian Tsar II. According to the agreement between Nikolay in 1903, the Crimean Tatars were brought to Istanbul from the Crimea. Then they were placed in Eskişehir, Konya and Iskenderun according to their situation. The Crimean Tatars coming to Konya was sent to five settlement areas, including Ayrancı. Upon the positive opinion of the delegation from Ayrancı region, the two hundred households Crimean Tatar was placed in the region where it is today's district center on 13 June 1903. In the Crimean Tatars, which lived in tents and settled in caves under rocks at first, many diseases and deaths of children were observed as there was not enough food and drink. In the following years, they established their own order with the help of both the state and the people of the region. Their commitment to the traditions of the Crimean Tatars and their efforts to continue their lives in the Anatolia are aimed at preserving their own values. But in time, their living there began to melt within the daily life of the region. Despite this, artistic designs such as poetry and story, as well as folk products such as fairy tales, proverbs, jokes and riddles have been preserved in their memories with all their vitality. These artistic designs are intended to escape from everyday life and surface, to produce themselves as an uper value and are signs of resurrection. This artistic life draws the boundaries of the self by turning into a magical power and it also helps to maintain self-worth. They exist by negating the established order with this artistic production and they connect their existence to the places of separation with these imaginary forms of production, they leaven their existence with love. In this study, we will compile these artistic designs which have become an identity vaccine of Crimean-Tatars, settled in Karaman/ayrancı region and we're going to make a collective assessment.

Keywords