20.yüzyılın başlarında Rusya’nın Batı dünyası ile etkileşimi sonucu kültür ve sanat hayatında önemli değişim yaşandı. Yüzyılın ilk çeyreğinde kültür ve sanatın tüm dallarında tüm dünyayı önemli derecede etkileyecek Rus sanatçılar yetişti. Birinci kuşak Rus avangartları olarak bilinen bu sanatçıların bir kısmı Ekim Devriminden (1917) sonra bir kısmı ise 1932’de ülkenin sanat politikasında yaşanan değişim sonucu, sanatçılara dayatılan toplumsal gerçekçilik ideolojisine karşı çıkarak ülkeyi terk ettiler. Bazı sanatçılar ise bu ideolojiyle uzlaşarak kendi kabuklarına çekildiler ve ülkede kaldılar. Sovyet sanatı tarihinde en ilginç olaylardan “Çözülme”, 50-60’lı yıllarda Kruşev iktidarında, Sovyet sanatının “ikinci kuşak avangardizmi”, “yeni sanat” veya “yer altı sanatı” olarak adlandırılan dönemde (1954-1964) yaşanmıştır. “Çözülme” yıllarının sona ermesinin ardından 1960-70’li yılların sosyokültürel ortamı, parti bürokrasisinin zaferine, konservatif geleneklerin tekrar ülkenin kültür hayatında artmasına ve sansürün şiddetlenmesine sahne oldu. “Yeni stalinizm” olarak adlandırılan bu dönemde aydın, sanatçı ve yazarların sınır dışı edilmesi, sürgüne gönderilmesi gibi tarihe kara harflerle yazılan olaylar yaşandı. Özellikle konservatif geleneklere baş kaldıran sanatçıların mücadelesi ve bu sürecin sanata yansıyan yüzü olan Manej–1962, Pogrom–1974 (Buldozerli Kıyım) sergilerine araştırmada geniş yer verilecektir.
Beginning of 20th century witnessed important changes in the domains of art and culture due to the interaction between Russia and the western world. Russian artists, who took to the stage on the first quarter of the century, had a global influence with their wide range of cultural and artistic works. A group within these artists, known as the first generation Russian avant-gardes, left Russia after the October Revolution in 1917. Another group had to leave their home country in 1932, as a reaction to the social realism which was imposed by the government as the cultural policy. Few of them, on the other hand, compromised with the ideology by staying quiet and isolated and thus stayed in Russia. Moderation period which is one of the most interesting intervals throughout Russian history of art, took place between 1954 and 1964, under Kruşev’s rule. Moderation was “the second generation avant-gardism” in the art of the soviets and it was also called “the new art” or “art of the underground”. Following the end of moderation period, sociocultural atmosphere of the 60s and the 70s witnessed the victory of party’s bureaucracy, conservative traditions re-gaining its power in the cultural life of the country and increasing of the censorship. This period which was named as “New Stalinism”, was characterized with the deportations or exiles of the many intellectuals, writers, artists, and incidents as such. In this article, there will be special emphasis on the incidents such as Manej (1962), Pogrom - with bulldozers- (1974).