Edebiyat teorisi üzerine yapılan çalışmaların tarihi, neredeyse yazılı edebiyatın tarihi kadar eskidir. Şairler, yazarlar ve edebiyatçılar bir taraftan sanatsal bir üretim içersinde olurken; öte taraftan sanat eserinin içeriğini, yapısını, tekniğini ve oluşumunu açıklamaya çalışan teorik çalışmalar üretirler. Bu teorik çalışmaların en önemlisi de tarih boyunca farklı anlamlar kazanan poetikadır. Önceleri Aristoteles’in -aynı zamanda türün ilk örneği olan- Poetika’sından hareketle trajedi ve destan türlerinin temel özelliklerinin ve bileşenlerinin ortaya konmasına dayanan poetik çalışmaların çerçevesi; sonraları, daha çok şiirle sınırlandırılır. Özellikle 19. yüzyıldan sonra bu yönü daha da belirginleşen poetika kavramı, şiiri genel anlamda kavrayan, onun biçimini, muhteviyatını, üslubunu, estetiğini kapsayan konuları belli bir örneğe bağlı kalmaksızın irdeleyen bir bilgi dalına dönüşür. Bu bağlamda birçok şair, şiire dair fikirlerini, şiir anlayışlarını yansıtan poetikalar kaleme alır. Bu poetikalar, kimi zaman şairin poetik fikirlerini yazdığı şiirler aracılığıyla dile getirmek istemesi sebebiyle manzum; kimi zaman da teorik bir çerçeve oluşturma gayesiyle mensur bir karakter taşıyabilir. İşte bu teorik bağlam içerisinde Çağdaş Türk Şiirinin önemli şairlerinden Veysel Çolak da poetika dağarcığına didaktik bir çalışmayla katkı sunar. Veysel Çolak, Şiir Nedir ve Nasıl Yazılır? adlı çalışmasında eğitimci kimliğinin de etkisiyle müstakil, düzenli ve didaktik yönü oldukça vurgulu bir poetik metin üretir. Bu yönüyle Türk şiir geleneği içerisindeki birçok poetika kitabından farklı bir yerde duran bu metinde, Veysel Çolak, şiir tanımlanabilir ve öğretilebilir nosyonundan hareket eder. Şiirin içeriğine, yapısına, güncelle olan ilişkisine, yazılma sürecine, okur tarafından nasıl okunmasına ve alımlanmasına dair fikirlerini somut örnekler ve uygulamalar üzerinden açıklar.
The history of studies on literature theory almost stretches away to history of written literature. On the one hand poets, novelist and litterateurs are in struggle for producing art, ont the other hand they produce theoricü studies trying to explain artwork’s context, structure, technique and texture. The most important one of these theoric studies is poetica that has gained different meanings throughout the history. In the beginnig, with reference to Aristotle’s Poetics which is the first of this genre, poetic studies have been based on exposing basic features and components of tragedy and epic genres: afterwars, they are limited with poetry. Poetica concept which has crystalized especially after 19th century turns into an information genre examined the subjects including poetry in general meaning, its from, content, style and aesthetic without depending on a certain type. In this respect, many poets have written poeticas reflecting their perception and opinions about poetry. These poeticas sometimes appear in verse because of willing of poets to express their opinions via poems, and sometimes appear in prose for constituting a theoric frame. In this theoric context, Veysel Çolak who is one of the significant authors of Modern Turkish Poetry contributes to poetica repertory with a didactic work. In his work, named Şiir nedir ve nasıl yazılır, under the influence of his educator identity Veysel Çolak produces a poetic text highlighted with distinct, regular and didactic dimension. From this respect, text takes a different place from many poetica works produced in Turkish Poetry tradition, and Veysel Çolak acts from definable and teachable notion of poem. He describes his ideas about poem’s content, structure, relation with actual, writing process and how it can be read and taken by reader, through concrete examples and practices