Sözlü dil çalışmalarında, genellikle yazı diline başvurma veya yazı dilini dilsel kriter olarak temel alma gibi genel bir eğilim söz konusudur. Ancak, bu iki tür dilsel kullanım arasında çok farklı yapısal ve işlevsel özellikler göze çarpar. Diğer bir deyişle, yazı dili ile konuşma dilini, iki farklı dünyaya benzetmek mümkündür. Bu sebeple, Saussure Dilbilimi’ne uygun bir yaklaşım ile konuşma dilini kendi içinde ve kendi yararına incelemekte yarar vardır. Bu çalışmada, Türkçe karşılıklı konuşmada gerçekleşen konulaştırma oluşumu sırasında kullanılan konusal yapılar ve göstergeler incelenecektir. Bu amaçla, ilk aşamada geniş kapsamlı bir sözlü bütüncede üretilen sözceler, biçim ve sözdizim açısından sınıflandırılacaktır. Daha sonra, dilbilimsel yapılardan parçasal unsurlar, yani sözdizim, parçaüstü unsurlar, yani bürün olguları arasındaki ilişkiler sözcelem kuramı ışığında irdelenerek sözceler yorumlanmaya çalışılacaktır. Sözcelerin parçasal bölümlenmesinden başlayarak yorumlanmasına doğru gidilen bu söylem çözümleme yaklaşımı çerçevesinde, başlangıçta sözcelerin biçim ve sözdizim özelliklerinin belirlenmesinin ardından, bürünsel özellikleri de göz önüne alınarak sözcelem ve söylem dilbilimi açısından yorumlanmasına geçilecektir. Araştırma bütüncesi, 190 sayfa ve 1130 sözceden oluşan bir doğaçlama sözlü dil bütüncesidir. Kapsamlı bir çalışmadan elde edilen 90 dakikalık bu sözlü bütüncenin dili günümüzde kullanılan çağdaş Türkiye Türkçesidir. Araştırmanın kuram ve yöntemine gelince, sözlü dili incelemek amacıyla Fransız Dilbiliminde kullanılan tonlama ve sözceleme kuramı ışığında söylem çözümleme yönteminden yararlanılacaktır. Bu araştırmanın gerçekleştirilmesi ile, günümüz Türkiye Türkçesinin konuşma dili alanına bir katkı sunmaya çalışılacaktır. Bu sayede, dilbilim olgularından “konulaştırma”nın sözlü Türkçedeki modeli ile standart işleyişi hakkında aydınlatıcı bilgi ve verilerin elde edilmesi öngörülmektedir.
In spoken language studies, there is a general tendency to rely on or refer to written language as linguistic criteria. However, these two linguistic registers being compared, quite different structural and functional features will become obvious. In other words, it is possible to regard written and spoken language as two different worlds. For this reason, with an appropriate approach of Saussure’s linguistic, it is helpful to study spoken language within its own and for its own benefit. This study aims to examine the thematic structures and markers used in thematisation process, which may occur during mutual conversation in spoken Turkish. With this purpose in mind, firstly, spoken utterances obtained from a sufficiently large corpus are to be classified in terms of their morphosyntactic structure. We will later endeavor to interpret these utterances as we relate to each other certain fields of linguistics, such as morphology and syntax, enunciation and prosody. Within the scope of discursive analytical approach from segmentation towards interpretation, we initially seek to determine the morphosyntactic features of the utterances. We will then take the prosodic features of the same utterances into our account and continue our study with their enunciative interpretation, where a method based on association will be employed. A 90 minutes oral corpus consisting of 190 pages and 1130 utterances obtained from a comprehensive study, will be used. The language of this oral corpus is contemporary Turkish, now spoken in Turkey. As for the theory and method of the study, in order to examine oral language, the intonation and enunciation theory and discourse analysis method are used in the light of French Linguistics. With the realization of this study, it is sought to make a contribution to the field of oral language in modern Turkish today in Turkey. In this way, enlightening information and data on the standart functioning and the model of “thematisation” in spoken Turkish, being one of the linguistic phenomena, is expected to be obtained.