Genel tanımı ile öfke; “bireyin planları, istek ve gereksinimleri engellendiğinde ya da bir haksızlığa uğradığında ve kendi benliğine yönelik bir tehdit algıladığında yaşadığı bir duygu”dur. Öfke, genellikle suça ve şiddete yönelik davranışlarla ilgili olarak eş ve çocuklara yönelik eziyetlerde ve toplu şiddet olgularında kendini daha sık göstermektedir. Günlük yaşam içinde sıklıkla yaşanan öfke, duygusal temelde en az iki kişinin mutsuzluğuna neden olmaktadır. Öfke, hem yöneldiği hedefi hem de kaynağını olumsuz bir yaşantı içine sokmaktadır. Burada öfkeyi yaşayan için, öfkenin kontrolü, öfkenin yöneldiği kişi içinse, gelen bu öfkeyle nasıl baş edileceği yani nasıl başa çıkabileceği önemli bir sorundur. Duygusal, fizyolojik, bilişsel ve sosyal boyutlarda yaşanan öfkenin, yoğun ve istenmeyen etkileri göz önüne alındığında ciddi sorunlara kaynaklık ettiği görülmektedir. Kontrolsüz öfke hem birey hem de toplum üzerinde inanılmaz olumsuz etkilere neden olmaktadır. Kişilerarası sorunlu ilişkilere, suç işlemeye, boşanmaya, çalışma yaşamında üretkenliğin ve işlevselliğin bozulmasına, fiziksel ve ruhsal sağlıkta önemli sorunlara neden olabilmektedir. Bireyler, duygularına göre davranıp davranmayacaklarına kendileri karar verirler. Öfkenin tüm olumsuzluklarına karşın, olumlu sonuçları da bulunmaktadır. Kişiyi uyarıcı, koruyucu ve harekete geçirici olan işlevleri, bu duygusal yaşantının, yaşamın devamı için ne kadar önemli olduğuna işaret etmektedir. Doğada birçok canlının yaşamını sürdürebilmesi için, kendisine yönelik tehditlere karşı uyarılması; kendisini korumak, yaşamda kalabilmek ve türünü sürdürebilmek için saldırgan davranışlar göstermesi gerekir. Dolayısıyla öfke bir taraftan organizmayı bir problem olduğu konusunda uyarırken, diğer taraftan da organizmanın kendisine zarar verici veya saldırgan davranma eğiliminin farkına varması konusunda etkin bir rol oynar. Bazı kimseler başkalarına göre daha öfkeli olabilmektedirler. Bu durumun nedenleri, genetik, fizyolojik ve sosyal-kültürel olabilir. Öfkeli çocukların huysuz, alıngan ve çabuk kızan özelliklerle doğduğuna ve bu işaretlerin çok erken yaşlardan beri mevcut olduğuna dair araştırma bulguları vardır. Öte taraftan öfkeye yol açan sosyal-kültürel etmenler de vardır. Araştırmalar aile yaşantısının da öfke ifadesinde önemli rolü olduğunu göstermiştir. Buna göre çabuk öfkelenen insanların, tipik olarak yıkıcı, karmaşık ve duygusal iletişimi iyi olmayan dengesiz ailelerden geldiği bildirilmiştir. Klinik perspek
Anger, with a general definition, is; “a feeling of in