XX. yüzyılda edebiyatın her alanında geçmişin bütün biçimlerine ve kurallarına karşı yazarlar arasında dini felsefi edebi okullara ve anlayışlarına karşı tepki görülür. Bu tepkinin sebebi kuşkusuz insanların ruhunda derin yaralar açan iki büyük dünya savaşıdır. Bu savaşların neden olduğu dayanılması zor şartlar altında yaşamaktan yorulmuş usanmış olan insanoğlundu endişeye, sıkıntıya, bunalıma sevk eden iki dünya savaşından sonra diğer bilim dallarında olduğu gibi edebiyat alanında da yeni bir dönemeçler yeni anlayışlar ortaya çıkmıştır. Geçmişe karşı duyulan bu tepkiler, romanlarda ve tiyatro eserlerinde de görülür. Anti-roman (Karşı roman) ve Anti-Tiyatro (Absürd Tiyatro: Uyumsuzluk Tiyatrosu) geçmişe karşı duyulan tepkilerin ürünleridir. Bazı romancılar, tiyatro yazarları şairler v.s. eskinin kabullenilmiş yazım ve anlatım tekniklerine alışmış olan okuyucuları ve seyircileri bu alışılmadık yazınsal ve sanatsal durumlarla karşı karşıya bırakarak onları sarsıp silkeleyerek düşündürmeye çalışırlar. Bu açıdan okuyucu kitlesini rahatsız etmeyi ve onu tembel alışkanlıklarının içinden çıkarmayı, geçmişin kökünü kazıyarak onları düşündürmeyi amaçlayan anti roman ve anti tiyatro arasında bir yakınlık ve ortak niyet söz konusudur. Samuel Beckett, hem anti romanlar hem de anti tiyatro eserleri kaleme almıştır. Onun Godo’yu Beklerken eseri absürd tiyatro türünün en güzel örneklerinden biridir. Bu çalışmada Samuel Beckett’in geleneksel roman ve onun hikâye, kahraman, zaman ve mekân gibi klasik unsurlarını nasıl sorunsal hale getirmeye çalıştığını sergilemeyi amaçladık.
In the XXth century, the reaction is seen against the forms and conventions of the past in all literary fields. Thus, a new literary turning is seen in the field of literature as in the fields of other branches of science after two great world wars which have caused anxiety, anguish and distress in the human tired of living under the difficult conditions to bear. These reactions are appeared in the novels and theatral works. The anti-novel and the anti-theater are the productions of these reactions againts the past. Somenovelists, theater players, dramaturges, poets etc seek to shake the readers or spectators by putting them directly in front of unusual situations and different writting forms. In this respect, there is a relative or a common intention between the anti-novel and anti-theater who aim to disturb the public, to get him out of his lazy habits and make him think. Samuel Beckett wrote both anti- novels and anti- theaters. His Waiting for Godot written both in french and in english is one of the most beautiful examples of the absurd theater or anti-theater. This theater piece is both absurd theater and a theater of derision. In this study we tried to expose how Samuel Beckett puts in problematic the traditional novel and its classique elements such as story, character, time and space by giving examples of his novels anti romaneques.