1980’li yıllardan itibaren gerçekleşen “uzamsal dönüş” sosyal bilimlerin tüm dallarıyla birlikte edebiyat eleştirisinin de gelişimini etkilemiştir. Bu süreci takip eden 2000’li yılların baslarından itibaren kültür çalışmaları ve edebiyat alanlarında gerçekleşmiş olan “topografik dönüş,” Alman kuramcı Sigrid Weigel tarafından adlandırılmış bir kavramdır. Buna göre, edebiyat eserlerinin uzama dair özelliklerine yoğunlaşarak sembolik topografik figürlerin edebiyatın kurmaca bir karşıt söylem oluşturmasına katkıda bulunduğu varsayılır. Terminolojik düzlemde kültürel coğrafyayla ilişkilendirilerek disiplinlerarası bir bakış açısı sağlayan topografik dönüş, edebiyat eserlerindeki mekânların salt coğrafi özelliklerinden ziyade tarihsel ve kültürel düzlemde ne şekilde ortaya çıktığı üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu makalede 1986 yılında Ümit Ünal’ın senaryosunu yazdığı ve o yıl Milliyet Gazetesi Senaryo Yarışması’nda birincilik ödülü aldığı ve 1987 yılında Halit Refiğ tarafından filme alınmış olan Teyzem adlı filmde İstanbul’un edebi bir karakter olan nasıl yer aldığı incelenecektir. Film, geriye dönüşlerle Umur’un bakış açısından teyzesi Üftade’nin yaşamından bir kesit sunmaktadır ve anlatıcı olan Umur’un kendini anlatmaya mecbur hissettiği öyküyü anlatır. Hikâye, yıllar sonra Umur’un teyzesine ait yazı ve resimleri bulmasıyla başlar. Umur, annesi ve babası, babası polis tarafından arandığı için anneannesine gelirler ve bu süreçte Umur tüm vaktini teyzesiyle geçirir. Kimseden görmediği yakınlığı teyzesinden görür ve onun sırdaşı olur. Umur’un teyzesi ile birlikte yaşadığı serüven, dış mekân çekimleri vasıtasıyla yoğun bir biçimde kent dokusuyla bezenmiştir. Bu anlamda, İstanbul’un tarihinden günümüze kadar getirdiği kozmopolitan, doğu-batı sentezi gibi özellikleri kentin ve karakterlerin şizofrenik doğasına eşlik ettiği düşünülür. Ayrıca, ekânsal özelliklerin ve şehir dokusunun filmin naratolojik yapısıyla nasıl ilişkilendirilebileceği üzerinde durularak İstanbul’un edebi bir topografya olarak nasıl ortaya çıktığı ve kentin insan doğasını ne şekilde etkilediği farklı anlatılardan da örneklendirilerek incelenecektir.
“Spatial turn” that has happened in the 1980s has influenced the development of not only social sciences, but also literary studies. “Topographical turn,” that has an increasing influence on cultural and literary studies since the beginning of 2000s is coined by the German theoretician, Sigrid Weigel. Accordingly, focusing on the spatial charactersictics of literary texts, symbolic topographical figures have contributed to the formation of an imaginative counter discourse. Topographical turn that relates to cultural geography to provide an interdisciplinary outlook and deals with how settings of literary texts are associated with the cultural and historical contexts of the places. The screenwriter Ümit Ünal received the best screenwriter award from Milliyet Newspaper Screenplay Competition in 1986 with the script of My Aunt and it was filmed by Halit Refiğ the following year. In this article, I aim to explore how Istanbul functions in the film as a literary character. The movie presents a sketch of Üftade’s life from her nephew Umur’s point of view through flashbacks and Umur, as the narrator of the story, feels the urge to tell her story. Umur’s parents move to his grandmother’s house in Istanbul and Umur spends most of his time with his Aunt. Soon after they become confidants and their adventures are mostly set in Istanbul. Istanbul has a