Dijital çağda kendisini hem küresel hem de yeni bir iletişim medyası olarak tanıtan internet insanların çevrimiçi iletişim kurabilecekleri sanal bir dünya yaratmıştır. Bu dünya içerisinde bireylerin birbirleri ile herhangi bir kısıtlama olmadan özgürce iletişime geçebilecekleri bir ortam kurulmuştur. Bireyler bazen gerçek bazen de kurgulanmış kimliklerini, metinlere dayalı ve dijital açıdan nötr olan ancak semantik açıdan cinsiyete sahip olan sanal bedenlerini kullanarak bu tür bir iletişime geçmişlerdir. Dolayısıyla sanal bir kültür içerisinde kendisini temsil etmeye çalışan bireyler de diğerleriyle sanal ilişkiler kurar. Bu ilişkilerin genelden özele doğru bir yol izlemesi iletişimin duygu yönünden giderek daha da yoğunlaşmasına neden olur. Sanal alanda kurulan iletişim sırasında duyguların bu denli yoğunlaşması ise sanal aşk ilişkilerini ve sanal cinsellikleri ortaya çıkarır. Bu gelişmeler ışığı altında aşkın sanallaşması ile ilgili evreler detaylı bir şekilde incelenmiştir. Sanal aşk ilişkisinin ne olduğu, sanal aşk ilişkisinin neden tercih edildiği, sanal aşk ilişkilerinin hangi evrelerden geçtiği ve sanal aşk ilişkilerinin sonuçlarının ne olduğu gibi sorulara cevaplar aranmıştır. Daha sonra bu çalışma kapsamında aşk ilişkilerinin sanallaşması ile ilgili bilimsel yaklaşımların edebiyat alanındaki yansımaları araştırılmıştır. Bu aşamada Türk ve Alman dilinde kaleme alınmış eserlerdeki figürlerin hayatları romantik ilişkilerin ve aşkın sanallaşması bağlamında incelenmiştir ve seçilen bu eserler her iki edebiyat alanında da aşk ilişkilerinin sanallaşmasına örnek model olarak gösterilmiştir.
Internet which introduces itself both as global and new media in the digital age, has created a virtual world, where people contact with each other online. An environment where i