Modernite, kökeni Rönesans Hareketlerine giden, akılcı düşünce biçimine dayanan bir dünya görüşüdür. Sosyoloji ise akılcı düşünme biçiminin egemen olduğu zamanlarda ortaya çıkmış modern bir bilimdir. Amacı toplumun bilimsel yasalarını kavramak ve onu akılcı bir biçimde organize etmektir. İbni Haldun, geleneksel çağlarda yaşamış ve modern sosyolojinin kuruluşundan yaklaşık 450 yıl önce “ilm-i umran” olarak adlandırdığı toplum bilimini kurmuştur. Akılcı olamayan bir çağda, farklı bir paradigmaya dayalı olarak toplumun bilimini yapmak ilginç bir girişimdir ve onun modern sosyolojiyle karşılaştırması doğal olarak oldukça verimli sonuçlar ortaya çıkarabilecektir. Bu çalışma ile İbni Haldun sosyolojisinin ve modern sosyolojinin karşılaştırmasını yapmaya çalışılmış ve ana hatlarıyla şu sonuçlara ulaşılmıştır: Modernite ve modern sosyoloji özünde akılcı bir determinizme dayalıdır. Bu yüzden modern sosyoloji soyut bir toplum algısına sahiptir. Toplumlar tarihsel olarak ilerleyen tedrici farklılıklara sahiptirler; toplumların niteliksel farklılıkları kabul edilmez. Toplumsal teori ve toplumsal gerçeklik arasında bir mesafe bulunmaktadır. İbni Haldun sosyolojisi ise, toplumsal gerçekliği tarihsel, coğrafi, dinsel, sosyal, psikolojik, kültürel, ekonomik, siyasal vs. realiteleriyle birlikte ele alır. Soyutlamalara başvurmaz. İbni Haldun’a göre toplumun ontolojik bir doğası vardır. Onun doğasına uygun süreçler toplumu güçlendirir, aykırı süreçler ise onu zayıflatır. Her toplumu var eden ve ona etki eden çok farklı ve karmaşık nedenler vardır. Toplumlar doğal gerçekliği bağlamında döngüsel değişim yasalarına bağlıdırlar.
Modernity is a world perspective whose origin leads to Renaissance activities and that is based on rational thinking. Sociology is a modern science emerged during the periods while rational thinking dominated. The aim of it is comprehending the scientific laws of the society and organizing it levelly. Ibn Khaldun lived in traditional times and constituted the sociology that he named as “ilm-i umran” approximately 450 years before the establishment of modern sociology. Creating the sociology based on the different paradigm in an irrational era is an interesting initiative and it will be possible for it to reveal quite fruitful results naturally as a result of comparing it with modern sociology. There has been tried to make the comparison of the sociology of Ibn Khaldun and modern sociology with this study and following results were revealed with their outlines; modernity and modern sociology are based on the rational determinism fundamentally. Therefore, modern sociology has an abstract sense of society. The societies have progressive differences that are developing historically; qualitative differences of the societies cannot be accepted. There is a distance between social theory and social reality. The sociology of Ibn Khaldun approaches the social reality together with historical, geographical, religious, social, psychological, cultural, economic, political etc. realities. It does not refer to abstractions. According to Ibn Khaldun, the society has an ontological nature. The processes suitable for its nature strengthens the society and the contrary processes weaken the society. There are very different and complex reasons create and affect each society. The societies are bound to cyclical change laws in the context of natural reality of them.