Kuruluşları 1800’lü yılların ortalarına dayanan kredi derecelendirme kuruluşları olarak bilinen Standard&Poor’s, Moody’s ve Fitch günümüzde derecelendirme sektörünün en hâkim kuruluşları olarak faaliyet göstermektedirler. Neredeyse tüm dünyada faaliyet gösteren derecelendirme kuruluşları içerisinde önem arz eden bu üç kuruluşun bulunmuş olması, piyasaların bu kuruluşların tekelinde olduğunu doğrulamaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin, ekonomik büyüme ve kalkınmalarını sağlamak için ihtiyaç duydukları yabancı sermaye yatırımlarını ülkelerine çekmek için bu kredi derecelendirme kuruluşlarının raporları ve derecelendirme notları büyük bir önem arz etmektedir. Hazırlanan bu raporlar, gelişmiş ülkelerin sermayelerine yön vermekte ve gelişmekte olan ülkelere yabancı sermaye girişlerine olumlu katkılar sağlayabilmektedir. Söz konusu olumlu katkının, raporların gerçekçi ve siyasi olgulardan uzak bir şekilde hazırlandığı takdirde ortaya çıktığını belirtmek yerinde bir ifade olacaktır. Ancak bu kuruluşların hazırladığı raporların, çoğu zaman siyasi olgularla yakından ilgili olduğu ve dolayısıyla gerçekçi davranmadıkları tartışma konusu olmuştur. Kredi derecelendirme kuruluşlarının derecelendirme raporlarını hazırlarken özellikle objektif davranmadıkları ve çoğu zaman çıkar ilişkilerine göre bu raporları düzenledikleri söylenebilir. Çünkü bu kuruluşların ülke ve firmaların çıkarından çok kendi çıkarlarını gözettikleri ifade edilmektedir. Bu durum bu tür kuruluşların etik davranmadıklarını sonucunu vermektedir. Ayrıca bu kuruluşları denetleyen uluslararası bir kurum/kuruluşun olmaması ayrı bir sorun olarak değerlendirilebilir.
Standard&Poor’s, Moody’s and Fitch which their foundations date back in the middle of 1800s and known as credit rating agencies are operating as the most dominant institutions nowadays . The existence of these three institutions as the most important ones among credit agencies proves that the capital markets are under the tutelage of them. Prepared reports and determined rating notes by those agencies are of vital importance for specifically emerging countries that need to attract foreign capital investments in order to generate economic growth and development. The reports direct capitals of developed countries and provides upward contribution to capital inflows into developing countries. Aforementioned upward contributions are merely valid under the circumstance of realistically run reports and a way far from political facts. Neverthless, the reports are contentious since they are closely associated with political facts and unsubstantial. It might be mentioned that credit rating agencies compile reports mostly to a relationship based on self-interests by not acting objectively. Because they look out of themselves rather than countries’ and companies’ interests. As a consequence of this situaiton, they are not ethical at all. Apart from it, the nonexistance of any international establishment or institution which might inspect the credit rating agencies can be described as another problem.