Halk kültürü ürünleri, hayatlarımızı şekillendiren birer yapıtaşı olarak binlerce yıllık olgunlaşma ve değişim aşamalarından geçerek toplumsal hafızadaki yerini alır. Şifahî olarak sonraki nesillere aktarılan bu ürünler, yazı ile aktarılanlar hariç, zaman içerisinde sözlü kültürdeki yerini yavaş yavaş kaybetmeye başlamış, yazı ile aktarılanlar mevcudiyetini koruyabilmiştir. Yazılı kültür ortamından elektronik kültür ortamına geçen bu ürünler, ses ve görsellik vasıtasıyla güncellenir ve daha geniş kitlelere hitap eder hale gelir. Ses ve görsellik imkânlarını kullanan sözlü kültür ürünleri, teknik/teknolojik iletişim imkânları sayesinde sınırları aşmış, dünyanın dört bir yanında ulaşılabilir ve takip edilebilir bir kültür endüstrisi metaına dönüşmüştür. Eğitim, hoşça vakit geçirme, kültürü muhafaza etme ve kültürde güncellenmeyi sağlama gibi işlevlerde kullanılan elektronik kültür ortamı aygıtları, masallardan destanlara, mitlerden efsanelere, adetlerden inanışlara kadar birçok halk kültürü unsurundan hareketle geniş bir yelpazede ürünler ortaya koymuştur. Böylece halkın kolektif hafızasında yaşayan kültürel öğeler, teknolojik mecraları da kullanarak yaygın bir kitleye erişmiştir. Bu aşamada, erişebilirliği, etkileyiciliği ve akılda kalıcılığı yüksek olan bu ürünler diğer kültürleri etkilemeye başlamış ve kültürel emperyalizme zemin hazırlamıştır. Teknolojik imkânları elinde tutan milletler diğer milletlere kendi kültürlerini pazarlamaya başlamış ve bu endüstri bugün hatırı sayılır büyüklüklere ulaşmıştır. 70’li yılları takip eden süreçten günümüze ulaşıncaya kadar Türkiye’de de sözlü kültür ürünlerinden beslenen çalışmalar yapılmış ve sayıları gün geçtikçe artmıştır. Bu yolla sözlü kültür ürünlerinin zamana bağlanması sağlanmış, kültür muhafaza edilmeye çalışılmış ve doğrudan ya da güncellenerek kullanılan bu ürünler nesilden nesile aktarılmıştır. Bu çalışmanın konusu, geleneğin çizdiği çerçeve dışına çıkarılarak modern bir dünyada tasvir edilmiş olan Keloğlan’ın başrolünü üstlendiği “Keloğlan Aramızda” filmidir. Film, anakronik, folklorik ve metinlerarası kavramlar açısından incelenecektir.
Folk culture products take place in public memory as cut stones which shape our in today’s world coming through stages of maturing and change for thousands of years. These products that were transferred to the next generations which live through in the minds of the public orally, gradually loose their place in oral culture in time. However, they can keep their place if they are transferred as written documents. Upon being transferreed to electronic environment these written materials by using audio and visual world appeal to updated and wider audiences. The works of oral culture by including audio and visuality, get beyond the limits thanks to communication opportunities and became a merchandise of accessible and followed culture industy all over the world. Folk tales are also among the aforesaid since updated in the forms of film, cartoon and soap opera. The movie “Keloğlan Aramızda” which was produced after Keloğlan tales is analysed in this study. The subject of the study is Keloğlan’s unusual description as a modern one which is different than the traditional description. We analysed this unstudied movie in terms of anachronic, folkloric and intertextual terms.