Dil felsefesinde tartışılan başlıca konular anlam, gönderge, belirli betimlemeler, düşünme-dil ilişkisi ve söz edimleri olarak örneklendirilebilir. Bu konulara bakıldığında anlam probleminin dil felsefesi içinde önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Anlam problemi ile ilgili olarak, dildeki anlamlı en küçük birimin ne olduğu, sözcük veya cümleye anlamını verenin ne olduğu gibi sorular gündeme gelmiştir. Bu çalışmada, 20. Yüzyıl başlarında, felsefenin bir disiplini olarak adlandırılmaya başlanan dil felsefesinin ele aldığı pek çok problemden birisi olan anlam sorunu ayrıntılarıyla incelenecektir. Dilde anlam problemine detaylı olarak bakıldığında iki temel tartışma noktası ile karşılaşılır. İlk mesele, bir dilsel ifadeyi anlamlı kılanın ne olduğudur. Zihinci yaklaşım ve davranışçı yaklaşım bu soruya farklı cevaplar vermiştir. İkinci mesele, ise dilde anlamlı en küçük birimin ne olduğudur. Kelime atomcuları dilde en küçük anlamlı birimi kelime olarak belirtirler. Cümle atomcuları ile cümlenin en küçük anlamlı birim olduğunu iddia ederler. Aslında, felsefe tarihinde Herakleitos’tan günümüze dili sorgulayan filozofların ortaya koyduklarına bakıldığında, dilde anlama yönelik dört temel yaklaşım ile karşılaşılacaktır. Bu çalışma, ideci, göndergeci, davranışçı ve pragmatik yaklaşımları, bu görüşlerin savunucusu olan filozoflara atıfta bulunarak derinlemesine sorgulanacaktır. Bu sorgulama süreci sonunda bu yaklaşımların her birinin dildeki anlam problemine yaptıkları katkılar betimlenecektir. Aslında, ortaya konan her yaklaşım, bir diğerinin anlamı başka bir yönden görebilmesini sağlamıştır ve bu açıdan da anlam kavramının farklı boyutlarda tartışılmasına neden olmuştur.
Some of the main topics for discussion in the philosophy of language are meaning, reference, definite descriptions, the relation of language and thought and speech acts. When the discussions in the philosophy of language are concerned, the problem of meaning seems to appear as one of the basic ones. With regards to the problem of meaning, what the smallest meaningful linguistic unit in language is and how the words and sentences are provided with meaning have arisen as popular discussion topics. The philosophy of language was accepted as a field in philosophy since the beginning of the twentieth century and the present study deals with a major problem in the philosophy of language namely, the problem of meaning in depth. When the problem of meaning is studied, it appears that there are two basic grounds for discussion. The first one is about what makes a linguistic unit meaningful and this problem is approached by the mentalist approach and behaviouristic approach from two different perspectives. The second ground for discussion is related to the smallest meaningful unit in language. The word-atomists argue that it is the word while the sentence-atomists claim that it is the sentence. Actually, when the philosophers from Heracleitus until today who discuss the concept of language are studied as a whole, it is possible to conclude with four approaches to the meaning in language. The present study explores and discusses the mentalist, the referential, the behaviouristic and the pragmatic approaches with detailed references to the philosophers who had a role in framing them. The discussion leads us to how each approach contributed to the problem of linguistic meaning. It appears that each approach influenced the other by enabling it to see other aspects of the concepts and that is how the concept of meaning is discussed in different dimensions all through the history of philosophy.