Kur’ânı-Kerim’in anlaşılıp yorumlanmasına yönelik tefsir faaliyetleri Kur’ân’ın nüzûl dönemine kadar uzanmaktadır. Ilk dönemlerde sözkonusu tefsir faliyetleri saf ve teslimiyetçi bir ruhla daha çok rivâyet eksenli bir mecrâda devam ederken sonraki dönemlerde artan fütûhat neticesinde yeni kültürel izdivaç ve fikrî karmaşıklıklardan ötürü artan ihtiyaçlar muvâcehesinde tefsirde dirâyet eksenli yorumlara da yer verilmeye başlandı. Bu süreçte bir taraftan tefsirde ciddi bir açılım ve genişleme meydana gelirken, öbür taraftan değişik coğrafyalarda farklı düşünce akımlarını temsil eden birçok tefsir ekolü ortaya çıktı. Bu bağlamda Tefsir çalışmalarına önemli katkılar sunan bir bölge de Endülüs bölgesidir. Mâliki mezhebinin yaygınlığından dolayı Endülüs bölgesi tefsir faaliyetleri genel olarak rivâyet eksenli bir hâl üzere devam etmiş, mu’tezilî tarzı kelâmî ve felsefî düşüncelere pek rağbet edilmemiştir. Bu bölgede yaşayan önemli müfessirlerden biri de İbn Atiyye el-Endelüsî (v. 541h) olmuştur. el-Muharrerü’l-Vecîz fî Tefsîri’l-Kitâbi’l-Azâz adlı eseriyle tefsirde otorite kabul edilen İbn Atiyye el-Endelüsî, İslamî ilimlerle ilgili görüşlerini ilgili tefsiri üzerinden dile getirerek birçok âlimin övgüsüne mazhar olmuştur. Ancak bu durumun aksine tefsirinde Mu’tezile’nin prensiplerine uyduğu ve ayetleri bu doğrultuda tefsir ettiği gerekçesiyle de İbn Teymiye, İbn Arefe, İbn Hacer el-Heytemî ve Şevkânî gibi bir kısım âlimin eleştirisine maruz kalmış, hatta onun tefsirinin Zemahşerî’nin tefsirinden çok daha zararlı yorumlar içerdiği gibi iddialar ileri sürülmüştür. İşte bu makalede öncelikle İbn Atıyye’nin ilmî düşünce yapısı üzerinde durularak kısaca tefsirdeki metodu hakkında genel bilgiler verildi; ardından tefsirinde eleştiri konusu edildiği sözkonusu yorumları bir tahlile tabi tutularak ilgili iddiaların doğruluk derecesi ortaya konmaya çalışıldı. Çalışma neticesinde İbn Atıyye el-Endelüsi’ye yönelik iddiaların netliğe kavuşturulması, genelde Endülüs tefsir geleneği, özelde de İbn Atıyye’nin tefsir anlayışının belirlenmesinde araştırmacılar için önemli bir veri olacaktır.
Tafsir studies on interpretation and understanding of Qur’ân extend to time of inspiration of Qur’ân in Islamic studies. In the early periods, tafsir activities are pure and submissive. It also continued with a method based on narration (riwaya). In the next period of the new cultural area, at the expense of needs in the tafsir studies, it began to include rational (diraya) interpretations. Many tafsir schools appeared in this process. Also Andalusia region is a region that offers significant contributions to tafsir studies. Due to the prevalence of the Maliki madhhab, the tafsir activities of the Andalusian region continued on the narrative axis. In the study of tafsir in Andalusia, there is not much demand for Mu’tazila thought. One of the most important commentators who lived in this region was Ibn ‘Atiyya al-Andalusî (d. 541/1146). Ibn ‘Atiyya al-Andalusî was accepted as an authority in the exegesis of Qur’ân with his work al-Muh?arrar al-Wajîz fi¯ Tafsîr al-Kitâb al-‘Azîz. Many scholars have been praised Ibn ‘Atiyya by expressing his views on Islamic sciences in this exegesis. On the other hand, some scholars like Ibn Taymiyya, Ibn Arafa, Ibn Hajar al-Haytami, and Shawkani criticized him for Mu’tazila influence in his tafsir. It is even claimed that his tafsir contains much more harmful interpretations than the tafsir al-Zamakhshari. In this article, first of all, there is general information about method of Ibn ‘Atiyya in his tafsir. Then the criticised commentaries of Ibn ‘Atiyya were examined. As a result of this study, it will be ensured that allegations directed against Ibn ‘Atiyya al-Andalusî will be clarified. Thus, it will be an important data for the researchers with determining the of the interpretation tradition of Andalusia in general, and Ibn ‘Atiyya’s tafsir comprehension specially.