Önceleri Hun İmparatorluğu (M. Ö. 220-M.S. 2016) ve Göktürk Devleti (551-745) gibi güçlü Türk devletleri içerisinde boy gösteren Uygurların en erken yerleşik hayata geçen Türk boyu olduğu kabul edilir. Daha sonra Orhun Uygur Devleti (745 – 840) ve İdikut Uygur Devleti (866-1369) ile kendi isimlerini tarihte nakşetmiştir. Ancak büyük göçle dağılan bazı Uygur aşiretleri Karahanlılar Devleti’nin kurulmasında önemli rol oynamışlardır. Daha sonra Cengiz Han’ın Asya bozkırlarına inmesiyle Doğu Türkistan’ın güney doğu illerinde hâkim olan Uygur Devleti ile Karahanlı Devleti tarihe karışmıştır. Uzun süre bağımsız yaşayan Uygurlar, 1750’de Mançu işgali ile karşılaşmıştır. 1862 tarihine kadar süren bu işgal 1863’te Yakup Bey Hükümeti’nin kurulmasıyla geri püskürtülmüştür. Ancak Yakup Bey’in 1877 yılında vefat etmesi üzerine Mançu tekrar Doğu Türkistan’a saldırmış ve 18 Mayıs 1878 tarihinde bölgenin tamamını işgal etmiştir. Bu işgal önce Milliyetçi Çin (1911), daha sonra Komünist Çin (1949) Hükümeti tarafından günümüze kadar sürdürülmüştür. Uygurlar yukarıda bahsedilen dönemlerde çeşitli dini inançları benimsemişlerdir. Animizm ve Totemizm temelinde gelişen Şamanizm inancı onların en eski dinleri olmuştur. İlerleyen süreçlerde Budizm, Maniheizm ve Hıristiyanlık gibi inanç sistemleri de Uygurların dini hayatlarında önemli izler bırakmıştır. Uygur Türkleri’nin İslam’ı kabul etmelerinden sonra, tarihlerinde köklü değişimler yaşanmıştır. İslam dini, son ve en uzun süren bir din olarak onların kültürlerinde yerini almıştır. Onlar henüz İslam öncesi dönemdeyken yazı dili, mimari ve el sanatları, müzik ve başka çeşitli sanat dallarında önemli mesafeler kaydetmiş bulunmaktaydılar. Uygurlar, İslam dinini kabul ettikten sonra geçmişten getirdikleri medeniyet unsurlarını İslami döneme taşımış ve bu yeni dinin uygun gördüğü bazı kültürel birikimlerini büyük ölçüde benimseyip geliştirmişlerdir. Nasıl ki önceki dinî inançlar atmosferinde büyük eserler ortaya koymuşlarsa, İslam’ı kabul ettikten sonra da aynı kararlılıkla İslam medeniyet hazinesine önemli katkılar sağlamışlardır. Bu çalışmada söz konusu gelişmeler üzerinde durmaya çalışacağız.
It is accepted that the Uighurs, who showed up in the strong Turkic states such as the Hun Empire (220 B.C. - 2016 A.D.) and Gokturk Empire (551-745), were the earliest Turkish folk entering settled life. Later on, the Orhun Uygur State (745-840) and Idikut Uygur State (866-1369), have made their names well-known in history. Similarly, some Uyghur tribes scattered with great emigration played an important role in the establishment of the Karahanli State. Later, with the descent of Genghis Khan into the Asian steppes, the Uighur State and Karahanlı State dominating the south-eastern provinces of East Turkistan came to an end. The Uyghurs who lived independently for a long time encountered Manchu invasion in 1750. This invasion, which lasted until 1862, was repulsed by the establishment of the Yakub Beg regime in 1863. However, upon the death of Yakub Beg in 1877, Manchu attacked East Turkestan again and invaded the entire region on 18 May 1878. This invasion was sustained by the Nationalist China (1911), then the Communist China (1949) until the day. The Uighurs have adopted various religious beliefs during the above-mentioned periods. The Shamanism belief that evolved on the basis of Animism and Totemism has become their oldest religion. Belief systems such as Buddhism, Manicheism and Christianity have left important traces in the religious life of the Uighurs. After the Uighur Turks accepted Islam, radical changes took place in their history. The religion of Islam has taken its place in their culture as the last and longest religion. While they were still in pre-Islamic times, they had recorded significant distances in writing languages, architecture and crafts, music and other diverse arts. The Uighurs, after accepting the religion of Islam, preserved the elements of the civilization of the pre-Islamic period which this new religion approves, as well as adopted the Islamic civilization, and developed them. Just as they produced great works in the atmosphere of the previous religious beliefs, they have made important contributions to the Islamic civilization treasure with the same determination after accepting Islam. In this study, we will try to focus on the developments in this regard.