Alkışlar (dualar/iyi dilekler) ve kargışlar (beddualar/kötü dilekler) en eski dönemlerden günümüze kadar, başta ritüeller, gündelik yaşamdaki çeşitli iletişim biçimleri ve Türk sözlü ve yazılı edebiyat gelenekleri olmak üzere, Türk kültüründe kendisine geniş bir yayılma ve yaşama alanı bulmuştur. Söz konusu iki tür bu bakımdan Türk dilinin, kültürünün ve edebiyatının zenginliklerini ortaya koyan kıymetli malzemeler arasında yer almaktadır. Alkışlar ve kargışlar yalnızca gündelik yaşamda konuşma ve iletişim bağlamlarında kullanılan birer iletişim biçimi olarak değil, başta halk inançları, ritüeller, sözlü ve yazılı edebiyat gelenekleri olmak üzere, diğer pek çok alanında da karşımıza çıkan oldukça kapsamlı ve yayılmacı niteliklere sahiptir. Bu durum, söz konusu bu iki türün Türk kültür tarihindeki görünümlerinin bütünlüklü bir bakış açısıyla incelenmesini zorlaştırmıştır. Bu iki türün dil, kültür ve edebiyat tarihindeki farklı örneklerinin çözümlenmesinde disiplinlerarası yaklaşımların dikkate alınmasının gerekliliği, bu türlerin incelenmesini ve çeşitli yönleriyle değerlendirilmesini güçleştiren diğer başlıca etkenler arasında yer almıştır. Bahsi geçen nedenlerle olsa gerek konunun günümüze kadar gerçekleştirilmiş olan pek çok çalışma içerisinde disiplinlerarası ve bütünlükçü yaklaşımlarla, kapsamlı ve yeterli düzeyde değerlendirilmemiş olduğu görülmektedir. Bütün bunlara bağlı olarak da söz konusu bu iki türle ilgili terim, tanım ve tasnif problemleri henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu çalışmada söz konusu problemlere dönük olarak alkışların ve kargışların terim, tanım ve tasnif problemleri bağlam merkezli bir yaklaşımla ele alınarak çözümlenmiştir.
From ancient times to recent, Blessings (prayers/good wishes) and curses (maledictions/bad wishes) are found a extensive and living area in Turkish culture, especially in rituals, various communication form of daily life and both oral and written Turkish literary traditions. From this perspective, these two types are some of the precious materials that reveal the richness of Turkish language, culture and literature. Blessings and curses are not only a form of communication used in the context of speech and communication in everyday life, but also have a very comprehensive and expansionist nature, which is also encountered in many other fields, especially in folk beliefs, rituals, oral and written literary traditions. This situation has made it difficult to examine the aspects of these two genres in Turkish cultural history from an integrated perspective. The necessity of taking into account the interdisciplinary approaches to the analysis of the different examples of these two types in the history of language, culture and literature has been one of the main factors that make it difficult to examine and evaluate these genres in various aspects. Therefore, it is seen that the subject has not been evaluated in a comprehensive and sufficient manner with interdisciplinary and integrative approaches. Due to all these, the term, definition and classification problems related to these two species have not been brightened yet. In this study, the terms, definitions and classification problems of the blessins and cursing are analysed with context-centered approach.