Sosyal dışlanma, kendini birçok farklı alanda gösteren ve bazı kesimlerin yaşadığı topluma katılımını zorlaştıran toplumsal bir problemdir. Çağlar boyunca toplumun bazı kesimleri, yaşadıkları toplumun dışında tutulmuş, kendilerini gerçekleştirmeleri ve sosyalleşmeleri engellenmiştir. Hiç şüphesiz, Romanlar her toplumda farklı şekilde ortaya çıkan bu toplumsal problemi en çok yaşayanlar gruplardır. Romanların sahip oldukları dezavantajlı durumlar ve toplumdan dışlanmalarına karşı, 20. yüzyıl sonlarına kadar kalıcı politikalar üretilememiştir. Bu tarihten sonra gerek yerel gerekse uluslararası alanda Romanların yaşadıkları dezavantajlı koşullara ve sosyal hayattan dışlanmalarına karşı faaliyetler gerçekleştirilerek problemlerine çözüm üretmeye başlanmıştır. Bu makalede amaç; toplumda dezavantajlı gruplar arasında sayılan Romanların sosyo-demografik özelliklerinin sosyal dışlanma algılarıyla ilişkini ölçmek ve sosyal hayata katılımlarını artırmaya yönelik politika önerileri sunmaktır. Araştırma, nicel araştırma yöntemi ve anket (survey) tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre, Romanların en çok etnik kimlik, eğitim durumu ve yoksulluk sebebiyle dışlandıkları, dışlanmalarının yaşam memnuniyetleri ile ilişkili olduğu görülmüştür. Dışlanmışlık algısı cinsiyete göre anlamlı farklılaşmamaktadır. Buna karşın, çocukların okulda yaşadıkları dışlanma durumundan annelerin babalara göre daha fazla dışlanmışlık algısına sahiptir. Sahip olunan ekonomik durumla ve yaşanılan yer ile sosyal dışlanmışlık algısı arasında anlamlı ilişki vardır.
Social exclusion is a social problem that manifests itself in many different areas and makes it difficult for some groups to participate in the society they live in. For ages, some groups of society have been excluded from the society in which they live and prevented from realizing and socializing themselves. Undoubtedly, the Romani people experience this social problem occurring differently in each society. Until the late 20th century, permanent policies could not be produced against the disadvantaged situation and exclusion of the Romani people from society. After this date, both local and international activities against the disadvantaged condition and exclusion of the Romani from social life began to produce solutions to their problems. This study aims to measure the relation of socio-demographic characteristics of the Romani people among disadvantaged groups in society with perceptions of social exclusion and to provide policy recommendations for increasing their participation in social life. The research was conducted using a quantitative research method and employed the survey technique. According to the research findings, the Romani were most often excluded because of their ethnic identity, educational status and poverty, and their exclusion was related to their life satisfaction. The perception of exclusion does not differ significantly by gender. In contrast, mothers have a higher level of perception about the exclusion than fathers due to the exclusion the children experience at school. There is a significant relationship between the economic situation and their place of residence and their perception of social exclusion.