Bugün eğitime ilişkin tartışmaları şekillendiren söylemler, hâkim iktidar ilişkileri dolayımında ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla eğitime ilişkin herhangi bir tartışmayı yürütmek, eğitimi iktidar ilişkileri bağlamında tartışarak onu politik bir temele yerleştirmeyi gerekli kılmaktadır. Çünkü kurumları destekleyen düşünce türlerinin bilinmesi, en az kurumların kendisinin bilinmesi kadar büyük bir önem arz etmektedir. Bu yaklaşım eğitim ve öğretimi, sadece devlete veya hükümete ilişkin doğal bir gerçeklikmişçesine ele almanın ortaya çıkardığı düşünsel engellerin aşılmasına katkıda bulunacaktır. Bir diğer deyişle bugünün eğitimine ilişkin hâkim söylemlerin hangi iktidar ilişkileri çerçevesinde ortaya çıktığının ele alınması gerekmektedir. Bu çalışmada da, eğitim-öğretim meselesi, disiplinsel ve denetimsel iktidar ilişkileri bağlamında ele alınarak, neoliberal bir çağda eğitimin bir beşerî sermaye yatırımı olarak öznellik imali süreciyle nasıl eklemlendiği tartışılmıştır. Michel Foucault’un iktidar kavramsallaştırmasından hareketle yürütülmüş olan bu tartışma eğitimi, iktidarın denetimsel ve disiplinsel kipleri ilişkili olarak ele almıştır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle disiplinsel iktidarın ne olduğuna yönelik bir tartışma yürütülmüş, okulların hangi nitelikleriyle disiplinsel bir kurum oldukları ortaya konmaya çalışılmıştır. Sonrasında iktidarın denetimsel kipi olan biyopolitik iktidar ve disiplinsel iktidar arasındaki farklara değinilerek, neoliberal anlamda beşerî sermaye söylemi olarak eğitimin öznellik imaline nasıl eklemlendiği tartışılmıştır. Sonuç olarak zorunlu eğitim, hem disiplinsel iktidar, hem de denetimsel iktidarın kesişiminde bulunan bir kurum olarak neoliberal öznenin imalinde etkin bir rol oynamaktadır.
The discourses that shape the debate on education today emerge in the mediation of dominant power relations. Hence, conducting any discussion of education necessitates discussing education in the context of power relations and placing it on a political basis. Because knowing the types of thinking that support institutions is as important as knowing the institutions themselves. This approach will contribute to overcoming the intellectual barriers created by treating education and training as if it were just a natural reality of the state or government. In other words, it is necessary to examine in which power relations the dominant discourses of today's education emerge. In this study, the issue of education is discussed in the context of disciplinary and supervisory power relations and how education is articulated with the process of subjectivity fabrication as a human capital investment in the neoliberal age. This discussion, which is carried out on the basis of Michel Foucault's concept of power, handles the supervisory and disciplinary modes of power in relation to education. In line with this purpose, first of all, what disciplinary power is discussed, and it is tried to reveal the qualities of schools as a disciplinary institution. Afterward, by mentioning the differences between biopolitical power, which is the supervisory mode of power, and disciplinary power, it is discussed how education is articulated to the fabrication of subjectivity as a neoliberal discourse of human capital. Consequently, compulsory education plays an active role in the production of the neoliberal subject as an institution at the intersection of both disciplinary power and supervisory power.