Plastik Sanatlar anlayışının değiştiği akım olarak bilinen ve sanat tarihinin kırılma noktalarından biri olan Pop Art’ta özellikle “herkes için sanat” yaklaşımının ön plana çıktığı bilinmektedir. Günümüz postmodern dünyasının kavramsal yaklaşımı sayesinde de bu yaklaşım sıklıkla kendini göstermektedir. Buradan yola çıkarak kavramsal sanatın felsefe ile olan ilişkisinin etkileri, 20. yüzyıldan bu yana farklı pratiklerle birlikte kendini göstermeye devam etmektedir. Söylemlerin sadeleştiği ve günlük ögelerin ön plana çıktığı bu süreç içerisinde, herkesçe kabul edilen sanatın estetik tutumu göz ardı edilmiştir. Kavramsal sanatın daha geniş bir versiyonu bağlamında karşımıza çıkan sanat-hayat kavramının günümüz sanatçılarından Holzer, hayatı boyunca metinler üzerinden birçok konuya değinmiş ve bu metinleri çok farklı materyaller üzerine işlemiştir. Bunlar renkli kağıtlardan hayvan kemiklerine, mermer bloklardan, ti-shirt üzerine işlenen yazılara kadar uzanmaktadır. Bu metinlerde sanatçının dili, özellikle etkileyici ve sert tutumlar ile öne çıkmaktadır. Sanatçı özellikle metin odaklı çalışmalarını sergi salonları haricinde kamusal alanlarda sergilemiş ve bu deneyimleri doğrultusunda izleyicisi ile eserlerini daha kolay buluşturmayı amaçlamıştır. Ayrıca sanatçının izleyicisi ile kamusal alanda buluşmuş birçok eseri, teknoloji temelinde ortaya çıktığı gözlemlenmektedir.
Çalışmamızda da Jenny HOLZER’ın, salt teknoloji ile bütünleşmiş ve "ışık estetiği" olarak adlandırılan eserleri incelenmiştir. Bu sınırlama göz önünde bulundurularak bahsi geçen eserlerin alt metinleri irdelenmiş, sanatçının sanatsal kurguları ve eserlerinin yaratım felsefesi üzerinde durulmuştur.
The effects of the relationship between conceptual art and philosophy have started to manifest themselves with different practices since the 20th century. In this process in which discourses simplified and daily elements gained importance, widely accepted aesthetic attitude of art was ignored and with the "art-life" approach, the art for everyone was created. Jenny HOLZER, one of the contemporary artists of the concept of art-life that appears in the context of a broader version of conceptual art, was born in Ohio, USA. He graduated from Ohio University Rhode Island School of Design in 1977. The artist, who was interested in painting for a while, later abandoned this understanding and was interested in conceptual art for more than 30 years. Holzer touched on many topics through texts throughout his life, and he processed these texts on very different materials. These range from colored papers to animal bones, from marble blocks to inscriptions on t-shirts. In these texts, the language of the artist stands out with particularly impressive and harsh attitudes. The artist especially exhibited his text-oriented works in public spaces other than exhibition halls and in line with these experiences, he aimed to bring his works together with his audience more easily. It is also observed that many of the works of the artist that met with his audience in the public sphere emerged on the basis of technology.
In our study, the works of Jenny Holzer, which are integrated with pure technology and called "light aesthetics", were examined. Considering this limitation, the sub-texts of these works were examined, and the artistic fictions of the artist and the creation philosophy of his works were emphasized.