Tarihsel olarak bedenin imajı, zamana ve mekâna göre değişen pek çok norm üzerine kurulmuştur ve kültürel bir altyapıya dayanır diyebiliriz. Kültürel okumaları yapabilmek ve içeriği anlayabilmek için ise eserin maksadına bakmamız gerekmektedir. Maksatçılık, sanat eserinin sanatçının söylediği ya da hedeflediği anlamı taşıdığını ileri süren bir yorumlama teorisidir ve sanatçının tam olarak amaçladığı şeyi yapması durumunda bir sanat eserinin başarılı olduğunu savunur. Bu çalışma sanatçıların, feminist ve bağlamsal bir bakış açısıyla, görsel ve metin odaklı (metinlerarası) temsil biçimlerini kadın bedeni ve normatif toplumsal cinsiyet rollerini sorgularken; algılanma ve yansıtılma biçimlerine odaklanmaktadır. Bu bağlamda Guerilla Girls, Gülsün Karamustafa, Cindy Sherman, Gina Pane, Marina de Van, Marina Abramovic ve Ann Hamilton eserlerinde ve performanslarında ne yaptıkları ve maksatlarının ne olduğu incelenmiştir. Ortaya konan örnekler ve yorumlar Barrett’in (2020) “Maksatçılık” sorgulamaları çevresinde incelenmiştir. Bir kısım kamusal sanat tartışmalarında, bazı medya sitelerinde ve bazı araştırmalarda beden üzerine üretilen sanat performansları, görüntüleri, objeleri hakkında devam eden baskın söylem, bedene müdahale edilen görüntülerin fiziksel ve zihinsel olarak riskli olduğu “sanatçını kendini cinselleştirme” veya “kendini nesneleştirme” sınırında olduğu ve dolayısıyla makulen akla hizmet ettiği yönündedir. Bu çalışmada incelenen kadın sanatçılara ve bedenleriyle yapmaya çalıştıklarına baktığımızda ise; kadın sanatçıların kendi bedenlerine uyguladıkları şiddet ya da müdahaleler ile metalaşmış kadın bedeni, insan bedeni ve toplumsal normlar üzerine sorgulamalar yaptıkları görülmektedir. Sanatçılar sadece kendi bedenlerine değil, farklı toplumlarda ve farklı zamanlarda kadına yaklaşımı eleştiren eserler ortaya koyarken, bedenlerini kadınların maruz kaldığı toplumsal baskı ve şiddetin bir metaforu olarak kullanmışlardır. Kadın sanatçılar bir nevi yüzlerce yılda oluşturulan kalıplara göre şekillendirilmiş ve eril bakış açısıyla dayatılan sanatı değiştirmek, yeni değerler yaratarak kadının sanatsal aidiyetini inşa etme yolunda önemli adımlar atmışlardır. Feminist sanatçılar toplum temelli pek çok soruna dikkat çekmenin ötesine geçerek, sanatın üretimine, değerlendirilmesine ve sanatçının rolüne yönelik yepyeni bir anlayışı ortaya koymaya devam etmektedir.
Historically, the image of the body is based on many norms that change according to time and space, and it can be said that it is based on a cultural infrastructure. In order to make cultural readings and understand the content, we need to look at the purpose of the work. Purposefulness is a theory of interpretation that asserts the work of art has the meaning the artist said or intended and argues that a work of art is successful if the artist does exactly what he or she intended. While this study questions the visual and text-oriented (intertextual) representations of artists, the female body and normative gender roles, from a feminist and contextual point of view; focuses on the way they are perceived and reflected. The examples and interpretations put forward in this context were examined around Barrett's (2020) "Purposeism" inquiries. In this context, what Guerilla Girls, Gülsün Karamustafa, Cindy Sherman, Gina Pane, Marina de Van, Marina Abramovic and Ann Hamilton do in their works and performances and what their aims are are examined. The examples and interpretations put forward were examined around Barrett's (2020) "Purposeism" inquiries. In some public art discussions, some media sites and some research, the dominant discourse about the art performances, images and objects produced on the body, that the images that interfere with the body are physically and mentally risky, are on the border of "self-sexualizing the artist" or "self-objectifying" and therefore, it reasonably serves the mind. When we look at the female artists examined in this study and what they try to do with their bodies; It is seen that women artists make inquiries about the commodified female body, the human body and social norms through the violence or interventions they apply to their own bodies. Artists have used their bodies as a metaphor for the social pressure and violence that women are exposed to, while creating works that criticize not only their own bodies, but also the approach to women in different societies and at different times. Women artists have taken important steps towards changing the art that has been shaped according to the patterns created in hundreds of years and imposed with a masculine point of view and building the artistic belonging of women by creating new values. Feminist artists go beyond drawing attention to many community-based problems and continue to reveal a brand-new understanding of the production and evaluation of art and the role of the artist.