Romantik edebiyatta, bilinen dünyanın uzağında bulunan mekânların tabii ve saf güzelliği en fazla ele alınan konular arasında yer almıştır. Batılı sanatçıların hayatın hakikatleri karşısında bunalıma kapılmaları ve büyük bir umutsuzluğa düşmeleri bu dokunulmamış mekânlara yönelmeleri sonucunu beraberinde getirmiştir. Hakikatte de Nerval ve Rimbaud gibi huzursuzlukları nedeniyle seyahatlere çıkan sanatçıların sayıları azımsanamayacak kadar fazladır. On dokuzuncu yüzyıl, modern hayatın çıkmazı içine giren sanatçılar için bir bunalım ve umutsuzluk çağı olmuştur. Bir kaçış hamlesi olarak mekân değişikliği, modern çağlarda Avrupalı sanatçıların en önemli özellikleri arasında yer almıştır. Servet-i Fünûncuların, eserlerinde bir tem olarak dile getirdikleri kaçış arzusunu hayata geçirmek amacıyla Yeni Zelanda’ya yerleşmeyi düşündükleri bilinen bir gerçektir. Dönemin sanatçıları arasında Aşiyan’ına çekilerek kaçış arzusunu kısmen gerçekleştiren Tevfik Fikret, “Ömr-i Muhayyel” şiirinde hayale kaçarak hayalî bir mutluluğu dile getirmiştir. Beş bölümden meydana gelen bu şiirde, biçim ve içerik bakımından tam bir uyum vardır. Şiirin merkezini teşkil eden tem, “ömr-i muhayyel”dir. Şiirin ilk bölümü bu terkiple başlayıp son bulduğu gibi, son bölümü de bu terkibin biraz değiştirilmiş bir şekli olan “ömr-i hayalî” terkibiyle son bulur. Şiirde bu hayal edilen ömrün, nasıl bir ömür olduğu anlatılır. Bu çalışmada Servet-i Fünûn şiirindeki hayal-hakikat çatışmasının bir tezahürü olarak değerlendirilmesi gereken “Ömr-i Muhayyel” şiiri özellikle tematik yapısı itibariyle incelenmiştir.
In Romantic literature, the natural and pure beauty of places far away from the known world has been among the most discussed subjects. The fact that Western artists were overwhelmed by the realities of life and fell into great despair led them to turn to these untouched places. In fact, the number of artists like Nerval and Rimbaud who traveled due to their restlessness is considerable. The nineteenth century was an age of depression and despair for artists caught in the predicament of modern life. Change of location as a means of escape was one of the most important characteristics of European artists in modern times. It is a well-known fact that the Servet-i Fünûn artists considered settling in New Zealand in order to realize their desire to escape, which they expressed as a theme in their works. Tevfik Fikret, who partially realized his desire to escape by retreating to Aşiyan among the artists of the period, expressed an imaginary happiness by escaping to the dream in his poem “Ömr-i Muhayyel”. In this poem, which consists of five sections, there is complete harmony in terms of form and content. The theme that constitutes the centre of the poem is “ömr-i muhayyel”. Just as the first part of the poem begins and ends with this phrase, the last part ends with the phrase “ömr-i hayalî”, its slightly modified form. The poem describes what kind of life the imagined life is. In this study, the poem “Ömr-i Muhayyel”, which should be considered as a manifestation of the dream-truth conflict in Servet-i Fünûn poetry, is analyzed especially in terms of its thematic structure.