İSLAM’IN GÖÇ VE TOPLUMSAL UYUM PERSPEKTİFİNİN DİN EĞİTİMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Author :  

Year-Number: 2024-Year: 17 - Number: 100
Yayımlanma Tarihi: 2024-07-04 11:23:40.0
Language : Türkçe
Konu : Felsefe ve Din Bilimleri
Number of pages: 229-244
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Bu makale, İslam'ın göç ve toplumsal entegrasyon perspektifinin din eğitimi açısından değerlendirilmesinin önemli bir adım olduğunu vurgulamaktadır. Göç, çağımızda önem kazanan bir olgu olarak öne çıkmaktadır. Göç, insanların yaşadıkları yerleri değiştirmesini ifade eder. Bu değişim bazen bireysel bazen de toplumsal bir şekilde gerçekleşebilir. İnsanlar zorunlu veya gönüllü olarak yaşadıkları idari sınırlardan ayrılarak farklı yerleşim yerlerine göç edebilir. Bu nedenle göç, çeşitli sosyal sonuçları beraberinde getiren karmaşık bir süreçtir. Göçün nedenleri çeşitlilik gösterebilir. İş imkânları, daha iyi yaşam koşulları gibi nedenlerle bireyler gönüllü olarak göç edebilirken, savaşlar, sürgünler veya doğal afetler gibi zorlayıcı etkenler de insanları yaşadığı yerden ayrılmaya yönlendirebilir. Ayrıca, teknolojik gelişmelerle birlikte transnasyonel iletişim araçlarının gelişmesi, insanların daha iyi yaşam koşullarına ulaşma isteği ve küresel dünyaya ayak uydurma çabası gönüllü göçlerde büyük bir artış meydana getirmiştir. Göçün yalnızca coğrafi bir yer değişikliği olmayıp aynı zamanda kültürel bir etkileşimi zorunlu kıldığını görmek gerekir. İslam tarihinde çeşitli şekillerde yaşanmış olan göç olgusu günümüz uyum politikalarına ışık tutabilir. Hicret, sadece coğrafi yer değişimi olarak gerçekleşmemiş, aynı zamanda İslam'ın toplumsal uyum ve farklılıkları kucaklayan anlayışını göstermiştir. Hicret, bir arada yaşama, farklılıklara saygı, yardımlaşma ve dayanışma gibi temel İslami değerleri içerir. İslam'ın göç ve toplumsal entegrasyon perspektifi, bu pratikleri daha da anlamlı hale getirir. İslam, hoşgörü, dayanışma, bir arada yaşama ve farklılıklara saygı gibi temel değerleri idealize eder. Bu değerler, göçmenlerin yeni toplumlara uyum sağlamalarına ve yerli halkla daha iyi ilişkiler kurmalarına destek olabilir. İslam tarihinde göç eden bilginler ve Müslüman tacirlerin tecrübeleri, göçün hem İslam'ın yayılmasını hem de farklı toplumlar arasındaki iletişimi artırdığını göstermektedir. İslam bilginlerinin göçleri, İslam'ın öğretilerini yeni toplumlara taşıma ve yayma fırsatı sunmuş, bu aynı zamanda İslam'ın kültürel zenginliğini artırmıştır. Müslüman tacirlerin göçleri ekonomik ve ticaret ilişkilerini geliştirmesinin yanında İslam’ın geniş coğrafyalara yayılması ve farklı kültürler arasındaki etkileşimi artırmıştır. Din eğitimi müfredatı, bu değerleri genç nesillere aktarmanın etkili bir yoludur. İslam'ın göç ve toplumsal entegrasyon perspektifi, din eğitimi müfredatına dahil edilerek öğrencilere dayanışma, hoşgörü ve bir arada yaşama vurgusu yapılabilir. İmam Hatip Okulları müfredatı, öğrencilere İslam'ın göç kavramını hem teorik hem de pratik açıdan anlatma fırsatı sunabilir. İlahiyat ve İslami ilimler bölümlerinde ise İslam'ın göç ve entegrasyon perspektifi daha derinlemesine incelenebilir. Yaygın din eğitimi araçları ile ilgili toplumun büyük bir kesimine bu bakış açısının ulaştırılması sağlanabilir. Sonuç olarak, İslam'ın göç ve toplumsal entegrasyon perspektifi, din eğitimi müfredatına dahil edilerek gelecek nesillerin anlayışlı, hoşgörülü ve çok yönlü bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlayabilir. İslam'ın bu değerleri, göçün toplumları zenginleştirici ve dönüştürücü etkilerini anlamak ve bu değerleri gelecek nesillere aktarmak için önemli bir adım olarak değerlendirilmelidir. Göç olgusuyla bağlantı kurularak, İslam'ın köklü değerlerini güncel bağlamda uygulamayı hedefleyen bu perspektif, toplumsal entegrasyonun gerçekleşmesine önemli bir katkı sağlayabilir.

Keywords

Abstract

This article emphasises that evaluating Islam's perspective on migration and social integration in terms of religious education is a critical step. Migration stands out as a phenomenon that has gained importance in our age. Migration refers to people changing the places where they live. This change can sometimes take place individually and sometimes socially. People may migrate to different settlements by leaving the administrative borders where they live, either voluntarily or compulsorily. Therefore, migration is a complex process that brings various social consequences. The reasons for migration may vary. While individuals may migrate voluntarily for reasons such as job opportunities and better living conditions, coercive factors such as wars, exile or natural disasters may also lead people to leave their places of residence. In addition, the development of transnational communication tools with technological developments, people's desire to reach better living conditions and the effort to keep up with the global world have led to a great increase in voluntary migration. It is necessary to see that migration is not only a geographical change of place, but also a cultural interaction. The phenomenon of migration, which has been experienced in various forms in Islamic history, can shed light on today's adaptation policies. Hijrah was not only a geographical relocation, but also demonstrated Islam's understanding of social harmony and embracing differences. Hijrah includes basic Islamic values such as coexistence, respect for differences, solidarity and solidarity. Islam's perspective on migration and social integration makes these practices even more meaningful. Islam idealises core values such as tolerance, solidarity, coexistence and respect for differences. These values can help migrants to adapt to new societies and to establish better relations with the native population. The experiences of migrating scholars and Muslim traders in Islamic history show that migration enhanced both the spread of Islam and communication between different societies. The migration of Islamic scholars provided the opportunity to carry and spread the teachings of Islam to new societies, which also increased the cultural richness of Islam. The migrations of Muslim traders enhanced economic and trade relations, as well as the spread of Islam across vast geographies and increased interaction between different cultures. Religious education curricula are an effective ways of transmitting these values to younger generations. Islam's perspective on migration and social integration can be included in the religious education curriculum to emphasise solidarity, tolerance and coexistence. The curriculum of Imam Hatip Schools can offer students the opportunity to learn about Islam's concept of migration from both theoretical and practical perspectives. In theology and Islamic sciences departments, Islam's perspective on migration and integration can be analysed in more depth. Through non-formal religious education tools, this perspective can be conveyed to a large segment of the society. As a result, Islam's perspective on migration and social integration can be included in the religious education curriculum and contribute to raising future generations as understanding, tolerant and versatile individuals. These values of Islam should be considered as an important step in understanding the enriching and transformative effects of migration on societies and transferring these values to future generations. This perspective, which aims to apply the deep-rooted values of Islam in the contemporary context by making a connection with the phenomenon of migration, can make a significant contribution to the realisation of social integration.

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics